Eşitlik Aşkına Yapılmış Kariyerler
Çok şey başardılar, çok planları var: Türk asıllı üç bilim kadınının, Almanya'da kendi yollarını çizişlerinin öyküsü.
Yasemin Karakaşoğlu: Eğitimde Eşitlik Uğraşı
Yasemin Karakaşoğlu için “stereotiplerle yüzleşmek” uzun zamandır karşılaştığı en zorlu görevdi. Lise yıllarında babasının Türk olduğunu söylediğinde, insanların onun lise öğrencisi olmasına şaşırdıklarını anlatıyor. Bugün bile, özgeçmişi hâlâ şaşkınlık yaratıyormuş. 2021 sonunda bir televizyon röportajında “Bir Türk olarak profesör olmanız inanılmaz; bunu başarmış olmanız harika sözleri şimdi de çok duyduğum bir şey” diyordu.
Bremen'de Alman bir anne ve Türk bir babanın çocuğu olarak dünyaya gelen 57 yaşındaki profesör, 2004 yılından bu yana Bremen Üniversitesi'nde Pedagoji ve Eğitim Bilimleri Fakültesi Genel Pedagoji Bölümü'nde kültürlerarası eğitimden sorumlu öğretim görevlisi. Eğitimde adalet için, örneğin çeşitliliğe duyarlı okul gelişimi için uğraş verme misyonunu dolaylı yollardan buldu.
Hamburg ve Ankara'da Türkoloji, Modern Alman Edebiyatı ve Siyaset Bilimi okuduktan sonra 1991-1995 yılları arasında Essen kentindeki Türkiye Araştırmaları Merkezi'nde çalıştı. Orada Türkiye kökenli göçmenlerin yaşam koşullarının çeşitli yönlerini araştırdı. Müslüman dindarlığının eğitim kavramları üzerindeki etkisi üzerine yaptığı araştırmalara 1996 yılından itibaren Bremen Üniversitesi'nde devam etti ve 1999 yılında eğitim bilimleri alanında doktorasını yaptı.
Şu anda Bremen Üniversitesi'nde Kültürlerarası Eğitim alanında profesör olarak görev yapıyor, çok sayıda akademik kurulda yer alıyor ve 2012 yılından bu yana, 2019-2021 yılları arasında başkanlığını yaptığı Almanya çapındaki bir birlik olan Göç Konseyi gibi üniversite dışı kurumlarda da görev alıyor.
Zümrüt Gülbay-Peischard: Eşitlik Odaklı Bakış
Zümrüt Gülbay-Peischard kendisini “Akdenizli bir Prusyalı” olarak tanımlıyor. Dakik, çalışkan ve güvenilir olmasının yanı sıra cana yakın ve rahat biri. Ankara'da dünyaya gelen “misafir işçi” bir Türk ailenin kızı, çalışkanlığı ve azmiyle oldukça hızlı yol almış. Berlin'de hukuk ve işletme eğitimi almış ve 25 yaşında doktorasını tamamlamış. 28 yaşında Almanya'daki en genç hukuk profesörü ve bir uygulamalı bilimler üniversitesinde hukuk alanında profesörlük alan ilk kişi olmuş.
Zümrüt Gülbay-Peischard 1998 yılından bu yana Hochschule Anhalt'da ders veriyor ve uluslararası ticaret hukuku alanında uzmanlaştı. “Göçmen oranının çok düşük olduğu Saksonya-Anhalt'ta benim gibi insanların öğretmenlik yapmasının önemli olduğunu düşünüyorum” vurgusu yapıyor. Öğrencilerine klişeleri kıran bir kadın imajı aktarabildiğini söylüyor. “Sadece dişil otoriteyle nasıl başa çıkacaklarını değil, aynı zamanda Türk kadınlarının da profesör olabileceğini öğreniyorlar” ifadesiyle açıklama yapıyor iki kız annesi Gülbay-Peischard. Bölümünde 18 yıldır Fırsat Eşitliği Sorumlusu olarak görev yapıyor ve bunun ötesinde daha başka kurullarda da elini taşın altına koyuyor.
Üniversitesinde kimlerin dersini İngilizce vereceği konusunun tartışılması esnasında da olduğu gibi, zorlu görevlerden hiçbir zaman çekinmediğini söylüyor: “İlk başta İngilizce konusunda kendime tam olarak güvenmesem de elimi kaldırdım” diyor. Bu, onun dil becerilerini pekiştirmesi ve kendini daha da geliştirmesi için bir teşvik olmuş. Hedef olarak belirlemediği tek bir şey varmış, o da derinlemesine araştırma yapmakmış. “Benim ait olduğum yer öğretim” diyor.
Hürrem Tezcan-Güntekin: Sağlık ve Topluma Odaklanmak
Hürrem Tezcan-Güntekin'in geride bıraktığı dik bir kariyer yolu var: 2017 yılında, 39 yaşındayken Berlin'deki Alice Salomon Hochschule'de (ASH) “Public Health” alanında nitel araştırma yöntemlerine odaklanan meslekler arası eylem yaklaşımları profesörlüğüne atandı. ASH, Charité ve Teknik Üniversite’nin bir kuruluşu olan Berlin School of Public Health'da ders veriyor. Şu andaki araştırma projeleri “cinsel şiddet ve eşler arası ilişkilerde şiddet konularında birinci basamak sağlık hizmetleri” ve “sağlık hizmetlerinde ırkçılık” konularına odaklanıyor. Kısa bir süre önce Federal Hükümetin 9. İleri Yaşlılar Raporu’ndan sorumlu uzman komisyona üye olarak atandı.
Göçmen bir Türk ailenin kızı olarak Berlin doğumlu Tezcan-Güntekin, bu kentte sosyoloji ve pedagoji eğitimi aldı. “Deutungsmuster professionellen Handelns von Ärzten im Licht des informierten Patienten (Doktorların Profesyonel Davranışlarını Bilgili Hastalar Işığında Yorumlama Şeması)” konulu doktora tezinden sonra da onun bilgiye ve araştırmaya olan açlığı tatmin olmadı, araştırmalarına devam etti ve 2018 yılında bir başka tez çalışmasını tamamladı. Bu kez, demans hastası Türk asıllı kişilerin bakımını üstlenen yakınlarının öz yönetim becerilerinin nasıl güçlendirilebileceği sorusuna odaklandı. Çift doktoralı Profesör Tezcan-Güntekin, evli ve on iki ve sekiz yaşlarında iki çocuk annesi. “Ailem bu yolda beni inanılmaz derecede destekliyor ve en önemlisi iyi bir iş-yaşam dengesine sahip olmamı mümkün kılıyor” vurgusu yapıyor.