İnsan hakkı olarak su
İklim değişikliği içme suyunu da tehdit ediyor. BM uzmanı Léo Heller temiz içme suyunun neden bir insan hakkı olduğunu açıklıyor.
Brezilyalı Léo Heller altı yıldır BM Temiz Su ve Hıfzıssıhha Hakları Özel Raportörü olarak görev yapıyor. BM bünyesinde bu pozisyonun oluşturulması için ağırlığını koyan ülkelerin başında Almanya ve İspanya geliyordu. 2008 yılında BM İnsan Hakları Konseyi tarafından 2008 yılında alınan bir kararla bu alandaki insan haklarının tüm dünyada korunmasını ve uygulanmasını gözlemleyecek bir özel raportör atandı. Léo Heller de 2014 yılında bu görevi üstlendi. Birleşmiş Milletler ayrıca 2010 yılında temiz içme suyu ve hıfzıssıhha hakkını temel insan hakkı olarak tanıdı.
Sayın Heller, BM özel raportörü olarak göreviniz neleri kapsıyor?
Temel insan hakkı olarak temiz içme suyu ve halk sağlığı haklarının tüm dünyada korunmasını denetliyorum. Dünya genelindeki durumu gözlemleyebilmek için pek çok farklı ülkeyi ziyaret etmem gerekiyor. Ardından BM İnsan Hakları Konseyi ve BM Genel Kurulu için çok sayıdaki ülkenin tedarik koşulları arasındaki farklılıkları analiz ettiğim ve insan haklarına yönelik potansiyel ve ağır ihlalleri tespit ettiğim raporu hazırlıyorum.
2020 Dünya Su Gününün odağındaki konu “su ve iklim değişikliği”. İklim değişikliği temiz suya erişimi nasıl etkiliyor?
Bir yandan kuraklıklar artarken bir yandan sel ve su taşkınları artıyor. Her iki olgu da temiz suya erişimi güçleştiriyor. Önümüzdeki yıllarda cevaplanması gerekecek başlıca sorular şunlar olacak: İnsanlar değişen koşullara ayak uydurabilir ve gelecekte de temiz içme suyuna erişimi nasıl sağlayabiliriz?
İklim değişikliğinden en ağır şekilde etkilenen gruplar hangileri?
Başta ekonomik açıdan dezavantajlı ve hasta insanların yanı sıra yerel halklar geliyor. İklim değişikliğinin etkileri her yerde aynı şiddette ortaya çıkmıyor ve halihazırda zorlu sosyal, politik ve ekolojik koşullarla mücadele etmek zorunda olan insanları vuruyor. İşte bu gruplara odaklanmamız gerekiyor.
Peki dünya mevcut gidişatı değiştirmezse bizi neler bekliyor?
Eşitsizlikler ve gelir farkları halihazırda giderek artıyor, daha fazla çatışma var ve iklim değişikliğinin etkileri de artıyor Eşitsizlikler ve gelir dağılımındaki farklar giderek büyüyor. Bu gelişmeler temiz suya ve hıfzıssıhha altyapısına erişimi güçleştiren olumsuz etkileri beraberinde getiriyor. Dünya genelinde içme suyuna erişimi güvence altına almak geleceğin en büyük mücadelelerinden biri olacak. Yani siyasetin gecikmeden önleyici ve uyum sağlamaya yönelik önlemler alması gerek. Ne yazık ki pek çok ülkenin bu konuda kısıtlı bir irade sergilediğini gözlemliyorum.
Röportaj: Kim Berg
You would like to receive regular information about Germany? Subscribe here: