Ana içeriğe geç

Dijitalizasyonun sonu mu?

Almanya, sıçrama potansiyeli taşıyan inovasyonlara güveniyor. Uygulamanın arifesindeki dört fikri size tanıtıyoruz. 3. Bölüm: Analog bilgisayar.

Klaus Lüber, 18.01.2022
Bernd Ulmann ve onun analog bilgisayarı
Bernd Ulmann ve onun analog bilgisayarı © SPRIND GmbH

Dijital bilgisayarlar kadar hayatımızı değiştiren bir başka teknoloji daha pek yoktur. Bu bilgisayarların esasını oluşturan öğrenme ilkesi sadece, bir tür gerçekliği yorumlamak. Bilişim uzmanı Profesör Bernd Ulmann bunu şöyle açıklıyor: Sorulan bir soru, çok sayıda küçük dilimlere ayrılıyor ve sorun adım adım, merkezden kumandayla ve tam olarak belirlenmiş bir direktifle; bir algoritmayla çözülüyor. Bunun için gerekli emirler, bilgisayarın hafızasına konuyor.

Bu yöntem gerçi son derece başarılı ama artık kendi sınırlarına çarpıyor. Bunlardan biri; bir bilgisayarın karmaşık problemleri çözmek için her saniye yapmak zorunda olduğu milyarlarca hesaplama operasyonundan kaynaklanan aşırı enerji harcaması. Bir de, süper bilgisayarı böylesine hızlı kılan ve sayıları milyarları bulan paralel hesap yapan birimleri rastgele artırmak mümkün değil: Bunların, bir devrenin oluşturulmasında kullanılan atomlardan daha küçük olması pek mümkün değil.

Analog Bilgisayarlar Nöronal Ağlara Benziyor

Ulmann bu yüzden, tamamen farklı hesaplama yapan ve hatta konu karmaşık doğa bilimsel sorular olduğunda 1940’lı yılların başlarından 1970’li yıllara kadar baskın olan bilgisayarları; yani analog bilgisayarları, yeniden canlandırmak istiyor. Bir dijital bilgisayar aşırı hızlı bir biçimde çok kolay komutları yerine getiren az sayıda hesaplama ünitesine sahipken, bir analog bilgisayar çok sayıda; birkaç düzineden binlerce ve hatta gelecekte milyonlarca birbiriyle bağlanabilen hesaplayıcı unsurdan oluşuyor. Adım adım ilerlemek ve milyarlarca bit’i devreye sokup çıkarmak yerine, sorulan sorunun bu bağlantıda belli ölçüde elektronik bir modeli inşa ediliyor. Elde edilen sonuç, ardından ölçüm yoluyla toplanıyor.

Bu yanıyla analog bilgisayarlar, 30 wattlık bir ampulün kullandığı enerjiden daha fazlasını kullanmadan, aşırı miktarda bilgiyi işleyen beyin benzeri biyolojik nöronal ağlara benziyorlar. Ulmann, bir ana kullanım alanını bu nedenle böylesi ağ yapılarını taklit eden yapay zekâ alanında görüyor. Zekice kullanıldıklarında böylesi makinalar muhtemelen dijital bilgisayarlardan çok daha üstün olabileceklerdir.  

Çok büyük miktarlarda kabloyla bağlantı sağlayan klasik analog bilgisayarlardan farklı olarak Bernd Ulmann, tek tek bağlantıları serbest yapılandırılabilir olan bir analog bilgisayar çipi üzerinde çalışıyor. Bunun idaresi, bir analog bilgisayarla hibrit bir sistem oluşturacak şekilde bağlantı kuran bir dijital bilgisayar üzerinden gerçekleşecektir. Ulmann faz.net’e konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Analog bilgisayarlar, gittikçe daha randımanlı ve aynı zamanda da enerjiyi daha verimli kullanan bilgisayarlarımızın geliştirilmesindeki doğal gelecek adım”.

© www.deutschland.de

You would like to receive regular information about Germany? Subscribe here: