„Hiçbir Şey Öğrenmedik“
Bauhaus hak eşitliğini de temsil ediyor: Kimi kadınlar sıra dışı kariyerler yaparken, kimilerinin hayatı acı veren gelişmelere sahne oldu.
„Biz hiçbir şey öğrenmedik, sadece karakterimizi sağlamlaştırdık“ sözleriyle söyleniyordu kadın mimar Katt Both Dessau Bauhaus‘da okuduğu zamanlar hakkında. Aşırı yüksek oranda kız öğrenci -üçte bire kadar varan- Bauhaus’da sanat, dizayn ve mimarlık yükseköğrenimi yaptı. Diğer okullarda olduğundan farklı olarak burada lise diploması aranmıyordu. Hem de kurucu direktör Walter Gropius, cinsiyetlere eşit davranılacağı sözü vermişti. Buna rağmen kimi Bahaus kadını bir zamanların erkek egemen dalları mimarlık ve dizayn alanlarında kendine sağlam bir yer edinmiş ve olağan dışı yaşam sürdürmüştü.
„En İyisi ve En Dahisi“
Sarı bakır ve abanoz ağacından oluşan çaydanlıkla 1924 yılında Bauhaus ikonalarından birini tasarlayan sanatçı ve metal tasarımcısı Marianne Brandt örneğin, 1928’de metal atölyesinin yönetimini üstlendi. Burada, Hin Bredendieck’le birlikte seri üretim için aydınlatma cihazları tasarladı ve firmalarla tüm Bauhaus’a yarar sağlayan işbirliğini organize etti. Hocası László Moholy-Nagy için o, en iyi ve en dahi öğrencisiydi. Walter Gropius’un 1929 yılında Karlsruhe kentinin Dammerstock yerleşim yerinin düzenlenmesi için onu görevlendirmesi hiç şaşılacak bir şey değildi.
Çocuk Çizimlerinde Ölümsüzleşmek
Bauhaus ustası Johannes Itten’in izinde Weimar’a gelmiş olan Avusturyalı kadın Friedl Dicker-Brandeis, tekstil sınıfında matbaacılık ve mücellithane yükseköğrenimi yapmıştı. 1923’te Franz Singer’le birlikte „Güzel Sanatlar Atölyeleri“ni yönetti. Bu başarılı ortak çalışmada, Dicker’in iç mekan dizayncısı, ressam, grafikçi ve mimar olarak çok yönlü yetenekleri ürünlerini verdi. Dicker ve Singer, çok maharetli ve dönüştürülebilir mobilyalar içeren inovatif ev eşyaları geliştirdiler. Friedl Dicker-Brandeis 1942’de Theresienstadt’a sürüldü. Gettoda yaşayan çocuklara güç veren çizim ve dizayn dersleri, günümüze kadar 5.000’i aşkın çocuk çiziminde korundu. Friedl Dicker 1944’de Auschwitz’de katledildi.
İlk Kadın Mimar
Bauhaus öncülerinin oluşturduğu sıkı iletişim ağından Katt Both‘da mesleğe adımını atabilmek için yararlandı. Dessau’da gördüğü yükseköğrenimden sonra Berlin’deki Luckhardt Kardeşler Mirarlık Ofisi’nde çalıştı ve hemen ardından Mart 1929’da Celle’de Otto Haesler tarafından ilk kadın mimar olarak görevlendirildi. Mimarlık ofisinin tüm önemli yapı projelerinde yer aldı.
„Göçebe Mimar “
Nasyonal Sosyalizm ve meslek yasaklarıyla Bauhaus kadınlarının çoğunun biyografisi 1933 yılından sonra uzun bir kesintiye uğradı. Bu kadınlardan ancak çok azı 1945’ten sonra 1920’lerdeki kariyerlerini bıraktıkları yerden sürdürmeyi başardı. Bunu başarabilenlerden biri de mimar ve şehir planlamacısı Lotte Stam-Beese’ydi. Rotterdam’ın yeniden inşası planlarında payı vardı. 1929’da Bauhaus’daki yükseköğrenimini yarıda bırakarak, bir tasarımcı olarak iş arar durumda sürekli adeta bir „göçebe mimar“ gibi bütün Avrupa’yı dolaştı. Başına buyruk ve bağımsız olmak istiyordu hem de genç bir anne olarak. 1932’de Hannes Meyer ve Ernst May çevresindeki inşaat grubunu izleyerek Ukrayna’ya gitti ve burada Hollandalı mimar Mart Stam’la tanıştı. Bu ikili 1940 yılında Sovyetler Birliği’ni terk etti, Lotte Stam-Beese 41 yaşında Amsterdam’da mimarlık diplomasını aldı ve şehir planlamacısı olarak kariyerine başladı.
Newsletter #UpdateGermany: You would like to receive regular information about Germany? Subscribe here to: