Kültürel Sınırların Ötesinde
Dünya Mirası konseptinin anlaşmaya ve barışa nasıl hizmet ettiğini Alman UNESCO Komisyonu Başkanı açıklıyor.
Almanya’da bulunan 44 Dünya Mirası varlığı, Alman tarihinin bir kesitini oluşturuyor. Alman UNESCO Komisyonu Başkanı Roland Bernecker için Dünya Kültürel Mirası çok daha büyük bir anlam taşıyor.
Bir yapının veya bir mekânın UNESCO Dünya Mirası ilan edilebilmesi için hangi kriterleri yerine getirmesi gerekir?
İlk şart, teklif götüren ülkenin UNESCO Dünya Mirası Anlaşması’nı imzalamış olmasıdır. Dünya Mirası konsepti uluslararası bir devletler hukukuna dayanıyor. Bu, yüksek düzeyli bir siyasi bağlayıcılık demektir. Kültürel ve doğal miras varlıklarına ait on kategorinin yanı sıra tüm dünya miras varlıkları için esas teşkil eden bir kriter var: Taşıdığı olağanüstü küresel değer.
Bu kategoriye girmek, bir ülke için ne anlam taşıyor?
Bu varlıklar, tüm insanlığın bir mirası ilan ediliyor ve dünya çapında dikkat çekiyorlar. Milli kültürel mirastan duyulan gurur, dünyanın geri kalan kesimiyle paylaşılır. Bu, halkların anlaşmasına sağlanan sınır üstü bir katkıdır.
Almanya, UNESCO listesinde birçok kültürel varlıkla yer alıyor. Bunlara daha başka neler ilave edilebilir?
Biz, 2019’da Dünya Mirası Komitesi müzakerelerine üç teklif götürüyoruz. Bunlardan ikisi sınıraşan işbirliği projeleri: Çek Cumhuriyei ile birlikte „Ore Dağları Madencilik Bölgesi“ ve Avusturya ile birlikte „Roma İmparatorluğu Sınırları“. Gündemimizde ayrıca „Augsburg Su İdare Sistemi“ var.
Geleceğe nasıl bakıyorsunuz?
Çok taraflı işbirliği arzusunun zayıfladığı bir dönemde yaşıyoruz. UNESCO Dünya mirası, bir tek ülkenin tek başına başaramayacağı şeyi, 190’dan fazla ülkenin yer aldığı Birleşmiş Milletler forumundaki işbirliğinin başarabileceğini gösteren mükemmel bir örnek.
Interview: Sabine Buchwald
You would like to receive regular information about Germany?
Subscribe here: