“Orta Doğu çatışmasına farklı bir açıdan bakmak”
Derviş Hızarcı Kreuzberg merkezli antisemitizm karşıtı inisiyatifin (KIGA) Yönetim Kurulu Başkanı. Çalışmasında Orta Doğu çatışması hakkında bilgiler de veriyor.
Bay Hizarcı, antisemitizme karşı gönüllü olarak çalışmaya 20 yılı aşkın bir süre önce başladınız. Genç bir Müslüman olarak motivasyonunuz neydi?
Bu özellikle 11 Eylül 2001 ile ilgili. Ben bir misafir işçi çocuğu olarak Berlin-Neukölln’de doğup büyüdüm. 11 Eylül’den sonra pek çok insan oradaki Müslümanlarla İslami teröristleri eş tuttu. Bunun cevabı ise antisemitik komple teorileriydi. Magdeburg’da siyaset okumaya başladığımda düşünmeye ve okumaya zamanım oldu. Öyle kilit bir anım olmadı ama okuyarak, profesörlerle konuşarak ve düşünüp taşınarak şunun farkına vardım: Müslüman olarak ben “İslam” ve “Müslümanlar” hakkındaki genellemelerden çekiyordum fakat Yahudiler söz konusu olduğunda da farklı bir şey yapmıyordum.
Sonuç ne oldu?
Yahudi karşıtı tutumumu fark ettiğimde kendimden korktum. Aynı zamanda hayatımda da son derece dindar bir dönem başladı. İslam’ı beş vakit namazla ve beraberinde gelen her şeyle birlikte uygulamaya başladım. İnsanlardan nefret etmek buna dahil değildi. Bu sayede etkin bir şekilde antisemitizmi incelemeye başladım. Geriye dönüp baktığımda kendi gelişimimin işimde bana destek olduğunu fark ettim. Ne kadar hızlı bir şekilde antisemitik olunabileceğini biliyorum, bunu körükleyen kalıpları ve sosyal dinamikleri tanıyorum.
KIGA 2003’te kuruldu, siz 14 yıldır buradasınız ve 2015’ten beri derneğin Yönetim Kurulu Başkanı’sınız. KIGA tam olarak ne sunuyor?
Siyasetçiler ve yönetimlerle strateji toplantıları düzenliyor, bakanlara, senatörlere, parlamento üyelerine ve üst düzey bakanlık yetkililerine antisemitizm, ırkçılık, nefret ve hoşgörüsüzlük konularında tavsiyelerde bulunuyoruz. Özellikle Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e düzenlediği baskının ardından antisemitizm ve Orta Doğu çatışmasının ele alınışı hakkında tavsiyeye büyük ihtiyaç var. Ancak asıl işimiz gençlerle çalışmak, öğretmenleri ve haberleri yayan kuruluşları eğitmek. L’Chaim“ sergisiyle insanları Berlin’deki Yahudi hayatların çeşitliliği hakkında bilgilendiriyoruz. "ToleranzRäume" (Tolerans Alanları) adlı gezgin sergide pek çok Alman kentinde tolerans konularını ele alıyoruz. Ayrıca “Avrupa Antisemitizmle Eğitim Yoluyla Mücadele Ağı”, kısaca Encate ile beraber antisemitizme karşı bir Avrupa ağı kurduk. Bu, bizim ulusal sınırların ötesinde güçlerimizi birleştirmemiz, fikir alışverişinde bulunmamız ve birbirimizden bir şeyler öğrenmemizle ilgili.
KIGA gençlerle nasıl çalışıyor?
Asıl çalışmadan önce örneğin okullardaki antisemitik olaylarda çatışmanın somut durumunu analiz etmek önemli. Bu nedenle taleplerde ön görüşmeler yapıyor ve bir akış planı geliştiriyoruz. KIGA antisemitizme karşı eleştirel bir siyasi eğitimden yana, bu bir günden bir güne çalışmıyor. Çocuklarla ve gençlerle çalışmak zaman ister. Öncelikle bir ilişki kurmak lazım, bu her şeyin başlangıcı - ve benim için iyi bir pedagojinin çıkış noktası.
Atölyeler nasıl düzenleniyor?
Öncelikli amaç genç insanlara iletişim kurabilecekleri ve yanlış bilgileri dışlanmadan ifade edebilecekleri bir ortam sunmak. Daha sonrasında içerik kısmı başlıyor, bu süreci kişiye özel olarak uyarlıyoruz. Anne Frank’in günlüğünü okutmak ya da anma yerlerini ziyaret etmek – her durumda antisemitizme karşı uygun bir reaksiyon değil. Fakat antisemitizmi fark etmeyi öğrenebilirsiniz. Orta Doğu'daki çatışmaya farklı bir açıdan bakmayı mümkün kılan ve böylece siyah-beyaz düşünceyi kıran yöntemlerimiz var.
KIGA bu bilgileri nasıl aktarıyor?
Örneğin, münferit grupların belirli tarihi olayları nasıl algıladıklarını tartışıyoruz. Daha sonra bazı olayların kimileri için sevindirici, kimileri için ise üzüntü kaynağı olduğunu tartışıyoruz. Bilgileri tamamen tarafsız bir şekilde sağlıyoruz; sonuçta şu ya da bu grup için lobi örgütü değiliz ve ideolojik olarak yönlendirilmiyoruz. Biz siyasi eğitimle ilgileniyoruz ve bu tartışmaları vurgulamayı da içeriyor. Orta Doğu çatışmasının anlaşılması için temkinli bir yaklaşım gerekir. Biz çatışma hakkındaki bilgileri aktarabilir ve kişilerin siyasi bir yaklaşım geliştirmesine ve hatta kendi kendilerine aktif olmalarına destek olabiliriz. Bunun için tabi ki biraz alçak gönüllülük ve idrak gerekir. Orta Doğu çatışmasını buradan çözemeyiz. Fakat yeni perspektifler açabilir ve karşılıklı anlayışı teşvik edebiliriz. Bu en azından gerilimin azalmasına etki eder, iletişim ideal bir durumda gerçekleşir ve dirençli ilişkiler kurulur.