Dış politikanın geleceği
Feminist ve aktivist Kristina Lunz dış politikayı yeniden düşünmek istiyor. Dünyanın daha feminist, daha adil ve daha güvenli olması için.
Birleşmiş Milletler’e danışmanlık yaptı, Dışişleri Bakanlığı için Unidas kadın ağını kurdu ve Feminist Dış Politika Merkezi’nin (CFFP) kurucularından biri ve eş direktörü oldu. Alman feminist, siyaset bilimci ve aktivist Kristina Lunz şimdilerde kendine, dış politikayı yeniden düşünmek gibi daha da yüksek hedefler koydu. Çünkü dünyanın her yerinde insan haklarına, kadın haklarına ve siyasi azınlıklara yönelik yoğun saldırılar var. Kristina Lunz’a göre hastalık derecesindeki kadın düşmanlığı sadece ulus devletlerin siyasetinde değil, önde gelen uluslararası örgütlerde de giderek daha fazla gözlemlenebiliyor.
Feminizm ve barış için
Özellikle “Feminist Dış Politika Merkezi” ile, güvenlik anlayışını yeniden düşünmek, yeni bir yorum getirmek için, feminizm ve barış için mücadele ediyor. Lunz bir deutschland.de söyleşisinde “Şu anda, güç kaynakları esas olarak ayrıcalıklı erkeklerin elinde. Feminist dış politika, dış politikada ve güvenlik politikasında bu ataerkil yapıları parçalamayı istemek demektir” diyor. Bu tür bir liderlik biçiminin gerektirdiği bir diğer şeyin de, dış politikanın askeri güce değil, insan güvenliğine odaklanılması olduğunu vurguluyor. Kurduğu merkez, feminist dış politika alanında önde gelen düşünürleri ve uygulayıcıları bir araya getirmeyi, tabandan gelen proje fikirlerini desteklemeyi ve küresel eşitsizliklere karşı durmayı hedefliyor.
Reel siyaset yerine ütopya
Lunz, “Dış Politikanın Geleceği Feministtir” adlı yeni kitabında da, erkek egemenliğinin kalıplarını açığa çıkarıyor ve bu çerçeveyi kırmayı başarırsak adil ve güvenli bir dünya yaratma imkanını anlatıyor. Reel siyaset yerine daha fazla ütopya çağrısı yapıyor ve yüzyıllardır yerleşik olan statükoyu sorgulamak istiyor. Bunun anlamı, dış politikanın daha insancıl, daha etkin ve daha kapsayıcı hale gelmesini sağlamak.