Terör saldırısının ardından dayanışma
Federal Hükümet sağlam bir şekilde İsrail’in yanında. Almanya Şansölyesi Scholz, Dışişleri Bakanı Baerbock ve Alman toplumunun sesi.
7 Ekim sabahı İslami Terör Örgütü Hamas’ın teröristleri Gazze Şeridi üzerinden İsrail’in güneyine saldırı düzenlendi. Yüzlerce insan yaşamını yitirdi, ayrıca teröristler 200’ün üzerinde insanı esir aldı. İsrail önce hava saldırısıyla karşılık verdi, Gazze Şeridi büyük ölçüde ablukaya alındı. Almanya Hükümeti Hamas’ın şiddetli saldırısını sert bir şekilde kınadı ve İsrail ile tam bir dayanışma içinde olduğunu bildirdi. Almanya Şansölyesi Olaf Scholz ve Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock saldırıdan sadece birkaç gün sonra İsrail’i ziyaret etti. Esirlerin serbest bırakılması, Gazze Şeridi’ne insani yardım ve Yakın Doğu’da gerilimin düşürülmesi konularında da devreye girdiler. Almanya’daki siyasetten ve toplumdan sesler:
Federal Almanya Cumhuriyeti’nin Şansölyesi Olaf Scholz
“Böyle bir anda Almanya için tek bir taraf var: Sağlam bir şekilde İsrail’in tarafında durmak. Bunu dediğimizde şunu kastediyoruz: İsrail’in güvenliği Almanya için devlet meselesidir. “Kendi tarihimiz, soykırımdan doğan sorumluluğumuz, İsrail devletinin varlığı ve güvenliğinin arkasında durmayı görevimiz haline getiriyor. Bu sorumluluk bize yol gösteriyor” dedi Scholz İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Tel Aviv’de buluşmasının ardından.
Federal Almanya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock
Baerbock Orta Doğu gezisi sırasında “Hamas’a karşı verilen mücadelede İsrail ile ayrılmaz bir dayanışma içindeyiz. İsrail’in Hamas terörüne karşı, uluslararası hukukun bu tür istisnai durumlar için öngördüğü çerçevede kendini savunma hakkı vardır. İnsanları kalkan olarak kullanan zalim bir düşman karşısında son derece zor bir mücadele. Hamas'ın hain planı, Filistinli sivil halkı ölüme, sıkıntıya ve acıya maruz bırakarak daha fazla terörizm için zemin yaratmak. Bu terör aynı zamanda İsrail ile Arap komşuları arasında bugüne kadar atılan yakınlaşma adımlarını tehlikeye atmayı ve Arap ülkelerini küresel kuzeyden ayırmayı hedefliyor. Bu terör planı çalışmamalı” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Anne Frank Eğitim Merkezi’nin direktörü Meron Mendel
Alman-İsrailli eğitimci Bayerischer Rundfunk'a “İsrail toplumunda ve Filistin halkında hangi güçlerin özgürlük için devreye girmek istediğine bakmalıyız. Hangi liberal güçlerin olduğuna. Bu çatışmayı sürekli olarak körükleyen radikal, aşırı ve köktendinci dünya görüşlerinin dışındakiler. (…) Her iki taraftaki liberal güçleri desteklemeliyiz” şeklinde demeç verdi.
Münih ve Yukarı Bavyera İsrail Kültür Topluluğu’nun başkanı Charlotte Knobloch
90 yaşındaki başkan saldırının hemen ardından X platformunda “Görüntüler dehşet verici. Bu sıkıntılı süreçte İsrail ve vatandaşlarının yanındayız: Aklımız kurbanlarda ve şu anda silahla ülkesini savunmak zorunda olan pek çok İsraillide” diye yazdı.
Almanya’daki Yahudiler Merkez Konseyi’nin başkanı Josef Schuster
Schuster “Spiegel” dergisine verdiği röportajda “Hamas'ın dünya genelinde Yahudilere karşı somut şiddet çağrısı bu terörün boyutunu gösteriyor. Umarım Almanya’daki durum daha da kötüleşmez. Yahudi toplumunun kaygıları her halükarda ciddiye alınmalı” dedi.
Aiman Mazyek, Müslümanlar Merkez Konseyi Başkanı
Mazyek Tagesthemen'e verdiği röportajda "Antisemitist Müslümanların da olduğu gerçeğini örtbas etmiyorum ve bununla mücadele etmeliyiz. Antisemitizmin ve ırkçılığın her türlüsü İslam'da günahtır. Ayrıca Alman Müslümanlar olarak Yahudilere ve İsrail'e karşı da özel bir sorumluluğumuz var." dedi.