“Müzelerin çalışmalarını halka açmalıyız”
UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki Pompei’nin müdürü Alman-İtalyan asıllı Gabriel Zuchtriegel, kültürel alışveriş ve interaktif müze çalışmaları üzerine konuştu.
Bay Dr. Zuchtriegel, kısa bir süre önce “Vom Zauber des Untergangs – Was Pompeji über uns erzählt” (Kıyametin Büyüsü – Pompei Hakkımızda Neler Anlatıyor) adlı kitabınız yayımlandı. Antik Pompei’yi günümüze bağlayan şey nedir?
Her neslin antik çağa dair yürüttükleri fikirler çerçevesinde ortaya koyduğu kendine özgü bir antik çağ görüşü vardır. Günümüzde müzelerin ve arkeolojinin çalışmalarını mümkün olduğunca çok insana açılması ve erişilebilir kılınması; antik çağdaki insanların hayatlarının çok katmanlı bir şekilde anlatılması için yapmamız gereken daha çok şey olduğunu görüyoruz. Bugüne kadar çoğunlukla bilhassa antik Yunan ve Roma kültürlerinin elit erkeklerine odaklanıldı. Ancak örneğin Pompei halkının bu elitlerden olmayan ve henüz araştırma ve betimlemelere konu olmamış yüzde 80’i ne olacak?
Bu açıdan daha açık olmak gerekirse, Pompei gibi şehirlerdeki çalışmalar nasıl değişmeli?
Örneğin biz şu anda antik çağlardaki yaşam koşullarını çok katmanlı bir şekilde incelemek için “Diğer Pompei - Vezüv’ün Gölgesindeki Sıradan Hayatlar” başlıklı bir sergi üzerinde çalışıyoruz. Prensip olarak diğer kültürlerle kıyaslandığında artık antik çağları abartmamak önemli, son yıllardaki postkolonyalizm tartışmaları da buna işaret ediyor. Ayrıca müzelerin ve arkeolojik alanların çalışmaları daha interaktif hale getirilmeli Bu uzun süredir bir tek yönlü yoldu. Burada bize gelen insanların sesi olmak da önemli.
Pompei’den sonra dünyanın dört bir yanından ziyaretçiler akın ediyor. Çalışmanız ne kadar uluslararası?
Fazlasıyla uluslararası, burada birçok ülkeden gelen ekiplerle birlikte çalışıyoruz. Son yıllarda araştırmacıların birbirlerine karşılıklı olarak çalışmalarını tanıttıkları yıllık bir çalıştay formatı oluşturduk. Böylece Pompei’ye ne kadar farklı bakış açıları, yöntemler ve sorularla geldiklerini açıkça gösteriyor. Şahsen benim için de uluslararası fikir alışverişi teorik bir konu değil. Daha küçük yaşlarda sınır ötesi projelerde çalıştım, Erasmus’a katıldım ve Alman olarak İtalyan vatandaşlığını da aldım. Belki çok bilincinde değiliz ama Avrupa’nın birleşmesi geçtiğimiz on yıllarda pek çok şeye etki etti.