İklim müzakerelerinin temel etabı
Petersberg İlklim Diyaloğu’nda COP28 İklim Değişikliği Konferansı için de önemli adımlar atılacak. Diyaloğu diğerlerinden ayıran şeyi size açıklıyoruz.
Petersberg İklim Diyaloğu 2010 yılından beri uluslararası iklim müzakerelerinin ayrılmaz bir parçası. Her yıl seçilen devletlerin üst düzey temsilcileri organizasyon için Almanya’ya gelirken, COP İklim Değişikliği Konferansı’nda başarı sağlamak için burada bir rota belirliyor. Mayıs 2023’ün başında İklim Diyaloğu, 28 Aralık 2023’te Birleşik Arap Emirlikleri Dubai’de gerçekleşecek COP28 için hazırlıklara odaklanacak.
40’tan fazla ülkeden gelen temsilciler Dışişleri Bakanlığı’nda iklim değişikliğine karşı mücadelede hangi somut adımların atılabileceği konusunda tartışacak. Federal Şansölye Olaf Scholz ve Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un yanı sıra özellikle Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres de katılımcılar arasında yer alıyor. Diyalog’un ortak ev sahibi Birleşik Arap Emirlikleri COP28 İklim Değişikliği Konferansı’nın da organizatörü.
İklim Diyaloğu, eski Federal Şansölye Angela Merkel tarafından hayata geçirilmişti. Organizasyon ilk kez 2010 yılında Diyalog’a adını veren Bonn’daki Petersberg’de düzenlendi, katılımcılar artık başkent Berlin’de bir araya geliyor. İklim Diyaloğu’nu 2021 yılına kadar Almanya Çevre Bakanlığı yönetti, ev sahipliğini 2022 yılından beri iklim dış politikasından sorumlu Dışişleri Bakanlığı üstleniyor. İklim politikası, Almanya’nın dış politikasının temel taşlarından birisi ve uluslararası iklim müzakereleri de buna dahil.
14. Petersberg İklim Diyaloğu’nun gündeminde yenilenebilir enerjilerin dünya çapında yaygınlaşması hakkındaki müzakerelerin yanı sıra iklim krizinden daha fazla etkilenen ülkeler için finansal destek de sağlanması da bulunuyor. Burada COP27 kararlarının somut bir şekilde hayata geçirilmesi hedefleniyor.
Petersberg İklim Diyaloğu, Ukrayna’ya karşı başlatılan Rus işgalinin gölgesinde kaldı, öyle ki bu savaş aynı zamanda dünya çapında bir enerji ve gıda krizine yol açtı. Bu çerçevede küresel toplumun fosil enerji kaynaklarına olan bağımlılığın azaltması ve enerji dönüşümünü hızlandırması bekleniyor. Dışişleri Bakanlığı bir kez daha vurguladı: “İklim krizi ve uluslararası güvenlik sorunları birbiriyle yakından ilişkili.”