Sağlıklı, yeşil kentler
Küresel çevre sorunlarında kentler ne gibi çözümler sunuyor? Sürdürülebilir kent yöneticisi Sebastian Backhaus’un cevapları.
Sebastian Backhaus 2020 sonundan beri Freiburg Belediyesi’nin Sürdürülebilirlik Yönetimi ekibinin başında. Sürdürülebilirlik konusuyla çok daha uzun süredir ilgili. On yıl boyunca Berlin’de Sürdürülebililik İşleri’nde iletişimden sorumluydu. Yeşil bir kentin neye benzemesi gerektiği konusundaki düşüncelerini bizimle paylaştı.
Sayın Backhaus, sürdürülebilir bir şehircilik konsepti neleri hedeflemeli?
Yeşil şehircilik, kentin yapılandırılması ve yapı alanları ile yeşil alanların dağılımı ile başlar. Örneğin yeterli ve rahat kullanılabilir konumda yeşil ve açık alanlar, iklime uyumlu binalar ve meydanlar planlanmalıdır. Ek olarak, kent planlamacıları toplu taşımayı ve patikalar ve bisiklet yollarının planlamalara dahil edilmesini hedeflemelidir.
Son zamanlarda çok tartışılan bir yaklaşım, aynı alanın çok amaçlı kullanımıdır. Buradaki odaklanılan temel nokta, “gri altyapı” olarak adlandırılan, yani caddelerin, meydanların, otoparklar ve binaların daha yeşil tasarlanmasıdır.
Kentler iklim değişikliğinin getirdiği zorlu sorunlar karşısından neler yapabilir?
İklim değişikliğinin sonuçlarından kaynaklanan artan ısı yüküne karşı koymak için kentsel planlamada kentin nefes borusu işlevindeki akslarının açık bırakılması önemlidir. Ayrıca kentleri toplamda daha yeşil hale getirmeliyiz; daha fazla açık alan yeşil alanlara dönüştürülmeli, ağaçların gölgesiyle daha fazla meydanın ve yolun sıcaktan korunmasını ve yeşil çatıları ve cepheleri teşvik etmeliyiz. “Mavi altyapı” da önemli burada bir rol oynuyor. Kentte akarsu yollarının açılması ısı stresini daha da azaltabilir.
Kentler biyoçeşitliliğin korunmasında nasıl bir rol oynuyor?
Çok önemli bir rol, çünkü çok sayıda nadir ve tehlike altında olan türler ve yaşam alanları kentlerde ve çevresinde ortaya çıkıyor; bir yandan birçok kentte nüfus artışı da devam ediyor. Biyoçeşitliliği korumak için biyolojik çeşitliliği yüksek alanların yapılaşmasını engellemek gerek.
Almanya’da kentlerde biyoçeşitliliği teşvik etmek için ne tür konseptler var?
Örneğin Freiburg’da biyoçeşitlilik testi uygulanıyor. Kent yönetimi, yerel kentsel biyolojik çeşitlilik açısından tüm yerleşim alanlarını sistematik olarak inceliyor. Bu testin sonucunda, yeşil alanların daha bakımlı hale getirilmesi veya binalarda yeşillendirme önlemleri gibi çeşitli planlama önerileri geliştiriliyor.
Buna ek olarak, belediyeler kır çiçeklerinden oluşan ve tür açısından zengin çayır alanları geliştiriyor, endemik çalılar ekiyor veya pestisitlerin kullanımından vazgeçiyor, böylece de açık alanlarda daha fazla biyolojik çeşitliliği güçlendiriyor.
İdeal kent sizin açınızdan neye benzemeli?
Dayanıklı, engelsiz, doğayla bağlantılı, sosyal, sorumluluk alan, kültürel, çeşitlilik sunan, çevre dostu, adil, iklime zarar vermeyen, çok renkli, sağlıklı, dışa açık, kapsayıcı, yaratıcı, dijital, empati gösteren, iletişim odaklı, güvenli, esnek, işbirliğine açık, hoşgörülü, aile dostu, farklılıkları kuşatan, bütünleştirici, huzurlu, sportif ve yenilikçi. Liste aslında sonsuz uzayabilir.
İdeal kent (özellikle de küresel düzeyde bakınca) şimdilik bir ütopya gibi duruyor. Ancak yine de bunun için yola çıkmak hepimizin elimizde; coşkuyla ve ortaya çıkan dirençlere bazen aldırmaksızın çalışmak gerek.
Sebastian Backhaus, Avrupa’nın en çevre dostu kentlerinden biri olan Freiburg’un Sürdürülebilirlik Yönetimi Dairesi’nin başkanı. Güneybatı Almanya’daki bu kentin 1970’lere dayanan yeşil bir ajandası var. Soruların cevapları, Freiburg’dan Markus Liesen (Şehir Planlama Dairesi Başkanı) ve Harald Schaich (Daire Başkan Vekili / Doğa Koruma - Seksiyon 2’nin başkanı) ile işbirliği içinde ortaya çıktı.
You would like to receive regular information about Germany? Subscribe here: