“Kendi fikirlerine inanmak”
Yenilikçilik uzmanı Christoph Burkhardt Silikon Vadisi’nde yaşıyor. Almanya’nın teknoloji gücünü öven uzman, daha cesurca hareket edilmesini istiyor.
Bir psikolog olan Christoph Burkhardt aynı zamanda da bir girişimci. Almanya’da yetişmiş olan uzman şu an San Francisco’da yaşıyor. Kendisiyle yaptığımız görüşmede Burkhardt yeni fikirlerin gerçekleştirilmesinde Almanya’nın güçlü ve güçsüz yanlarından bahsetti.
Sayın Burkhardt, bir yenilik nasıl ortaya çıkıyor?
Yenilikleri harekete geçiren unsur çoğu zaman baskı oluyor. Teknolojiler, kullanıcıların beklentilerini değiştiriyor, kullanıcılar da şirketlerden uyum sağlamalarını talep ediyorlar. İşte bu uyum süreci yenilikleri getiriyor.
Buna bir örnek verebilir misiniz?
Burada, San Francisco’da kimlik saptama önemli bir konu. İşletmeler, kendilerini ikinci kez ziyaret eden müşterilerini tanıyabilmek istiyor. Almanya’da veri korumayla ilgili düzenlemeler nedeniyle bu yaklaşım henüz çok yaygın değil, fakat burada insanlar buna alışıyor. İnsan böyle bir uygulamaya alıştığındaysa, tanınmamayı kabul etmemeye başlıyor. Bu durum sadece yüz tanımayla da ilgili değil: Örneğin aynı destek hattını ikinci kez aradığımda, bana adımı ya da şifremi sormaları beni rahatsız ediyor. Bir iki sene içinde kullanıcılar sadece bundan rahatsız olmakla kalmayıp yeni bir hizmet sağlayıcı aramaya başlayacaklar.
Yenilikçilik açısından Almanya sizce nasıl bir konuma sahip?
Teknoloji açısından Almanya öncü bir konuma sahip – özellikle de donanımla ilgili alanlarda. Yetenekli kişiler ve eğitim konusunda da mükemmel bir pozisyona sahibiz. Bizde eksik olansa, iş modellerinin kurulumuna, teknolojilerin ticarileştirilmesine ama özellikle de tüketicinin anlaşılmasına ilişkin uzmanlık bilgisi. Almanya çoğu zaman aşırı ihtiyatlı davranıyor ve kendi fikirlerine inanmıyor.
Korona krizi yenilikçiliği nasıl etkileyecek?
Bundan kazançlı çıkacak bazı taraflar olacak. Örneğin restoranlar iyi bir örnek: Her ne kadar çoğu krizi atlatamayacak olsa da, yeni fikirlerin yeşereceği ortamlar oluşacak. Restoran işletmecileri bu yeni fikirlerini yeni hijyen konseptleriyle ilişkilendirecek, çünkü bunun son pandemi olmadığını biliyor olacaklar. Buradaki en büyük hata, korona öncesi dünyaya geri dönüleceğine inanmak olacaktır. Bunun bilincine varanlar, yaşanan değişimi fırsata dönüştürebilir.
You would like to receive regular information about Germany? Subscribe here: