Canlı yayında kitap fuarı
Göç, kentleşme ve birlikte yaşamın felsefesi: Frankfurt Kitap Fuarı’nda pek çok konu tartışılırken farklı sesler ve izlenimler keşfediliyor.
Balmumundan ulaşım
Kent yaşamında insanların hareketleri nasıl bir çizgi izliyor? “Moovel Lab”in, 4.1 nolu salonda 3D balmumu yazıcısıyla hazırladığı “The Arts+” projesi işte bunu gösteriyor. İki metreye iki metre boyutlarındaki bir kağıt yüzeye damla damla akan renkli sıvı balmumu, kuruluşun sunduğu “moovel App” uygulamasının kullanıcıları tarafından gerçekleştirilen kent içi ulaşım aramalarının toplamıyla ortaya çıkan rotaları çiziyor. Toplu taşıma, araba paylaşım servisleri, taksiler, kiralık bisikletler ve demiryolu ulaşımına yönelik bilgileri birarada sunan bu uygulama sayesinde ortaya çıkan bu harita, başkent Berlin’in alışılagelmişin dışında son derece çarpıcı sanatsal bir planını sunuyor.
***
Göç ve olağanlık
Avrupa’daki iltica ve göç hareketleri gerçekten de şu anda göründüğü kadar sıradışı mı? Dışişleri Bakanlığı İltica ve Göç Koordinasyon Merkezi’nin müdürü Beate Grzeski, göç araştırmaları uzmanı Jochen Oltmer ve Avusturya ve İsveç menşeili gazeteci Carl Henrik Fredriksson Dışişleri Bakanlığı’nın 2007 yılından bu yana Frankfurt Kitap Fuarı çerçevesinde gerçekleştirdiği siyaset, edebiyat ve çeviri platformu “Weltempfang”da bu konu üzerine tartışıyor. Jochen Oltmer “göç oldum olası vardı”, diyor. “İnsanlar başka bir yerde daha iyi fırsatlara sahip olacaklarını düşündüklerinde ya da mevcut veya potansiyel tehlikeler dolayısıyla kaçmaya zorlandıklarında yurtlarını terk ederler.” Oltmer’e göre diğer yandan pek çok insan başka bir yere gidecek aralara sahip değil çünkü “bunun için paraya, bir gelecek planına ve doğru ilişkilere sahip olmak gerek”. Beate Grzeski, insanların iltica ederek terk ettikleri ülkelerdeki yaşam koşullarını iyileştirmenin ve göç hareketlerini daha iyi kontrol altına almanın Alman dış politikası için önemli hedefler olduğunun altını çiziyor. “Kalkınmaya yönelik işbirliği her sorunu çözemese de alınabilecek önlemler ağının önemli bir parçası. Dışişleri Bakanlığı bu ülkelerde diplomasiyi kullanmanın yanısıra üniversite öğrencileri ve kalifiye çalışanlar için yasal göçü kolaylaştırarak yasa dışı göçü azaltmayı hedefliyor. “Göçü engellemek bizim yararımıza olamaz çünkü Avrupa’nın göç almaya ihtiyacı var. Fakat biz yasa dışı göçün yerine yasal göçü koymak istiyoruz.” Almanya’nın 2016 Aralığı itibariyle devralacağı G20 dönem başkanlığı çerçevesindeki önemli hedeflerden biri de Afrika kıtası. “Bizim anlayışımız doğrultusunda Afrika bir felaketler bölgesi değil bir fırsatlar kıtası”, diyen Grzeski’ye göre kıtadaki yaşam koşulları iyileştirildiği takdirde “insanlar burada kendileri için bir gelecek şansı görebilecekler.”
***
Lübnan’dan öyküler
Lübnanlı genç yazarlar Rola el Hussein ve Ayham Hazoun “Elbise” ve “Başkent” adlı öykülerini Weltempfang’da dinleyicilere sunuyor. Bu hikayeler KfW Vakfı, Goethe Enstitüsü ve Litprom’un katkılarıyla gerçekleşen “Beirut Short Stories” adlı proje kapsamında ortaya çıktı. Atölye çalışmasını yöneten yazar, gazeteci ve çevirmen Hussain Al-Mozany bu projeyi “aydınlık verici” olarak değerlendiriyor. Katılımcıları, “okurlarının dikkatini canlı tutmak için metinlerine küçük taşlar saklamak” konusunda yüreklendiren Al-Mozany’ye göre “yazmak hayatın bir vazgeçilmezi”.
***
Okumalar ve çay
Kitap Fuarı’nın açık alanı Agora’daki okuma çadırı harikulade bir atmosfer sunuyor: Ziyaretçiler çadırın içindeki birbirinden ayrılmış küçük cumbalarda birer fincan çay eşliğinde okumaları dinleyebiliyor. Peki Hollandalı yazar Connie Palmen yeni kitabı “Sen Ne Dersen”i tanıtmak için oturduğu masada halihazırda içilip yarım kalmış bir bardak bulduğunda nasıl tepki verdi? “Zararı yok, ben gene de içerim. Olur da başıma bir şey gelirse bunun sinsi bir cinayet planı olduğunu hepimiz görmüş oluruz.” Bu durum Palmen’in son romanının ölüm üzerine kurulu olmasına da uyuyor bir bakıma: Amerikalı şair Sylvia Plath 1963 yılında intihar etmişti. Palmen bu hikayeyi Plath’in ardında suçluluk duygusuyla baş başa bıraktığı şair eşi Ted Hughes’un gözünden anlatıyor.
***
Tatlı sanat
Biraz çikolataya ne dersiniz? Belçikalı çikolatacı Choco-Story’nin şefleri Agora’daki çikolata barında marifetlerini sergiliyor. Erittikleri çikolataları formlara döküp üstüne birer yarım ceviz kondurduktan sonra fuar ziyaretçilerini bu lezzetlerin tadına bakabiliyor. Brugge’den bir gastronomi okulu olan “Ter Groene Poorte”nin ortaya koyduğu çikolata sanatıysa çok etkileyici: Flaman ustaların tarihi şaheserleri onlar tarafından çikolataya bürünmüş.
***
Gözde yazar
Bu yıl Alman Kitapçılar Birliği’nin Barış Ödülü’nü almaya hak kazanan Carolin Emcke şu günlerde çok popüler. Blaue Sofa adlı röportaj dizisinden ARD sahnesine, “Süddeutsche Zeitung” standından haftalık gazete “Die Zeit”ın standına her yerde o var. Öte yandan konuklar her ne kadar merakla sorular yöneltse de Emcke’nin ağzından alamadıkları bir sır var: 23 Ekim 2016 tarihinde gerçekleşecek Barış Ödülü töreninde yapacağı konuşmanın içeriğini kimseler bilmiyor.
www.deutschland.de/en/topic/politics/development-dialogue/enabling-refugees-to-make-a-new-start
www.deutschland.de/de/topic/politik/frieden-sicherheit/fluechtlingen-einen-neustart-ermoeglichen