Ana içeriğe geç

“Bir insan hakları krizi”

Uluslararası Af Örgütü’nden Markus N. Beeko, otoriter rejimlerde pandeminin, insan haklarının geriletilmesi için kullanıldığı görüşünde.

Helen Sibum, 09.12.2020
Markus N. Beeko, Uluslararası Af Örgütü
Markus N. Beeko, Uluslararası Af Örgütü © Amnesty International

Uluslararası Af Örgütü Almanya Şubesi Genel Sekreteri Markus N. Beeko, korona pandemisi esnasında yaşanan küresel gelişmeleri yakından izliyor. İnsan hakları savunucusu, kendisiyle yaptığımız görüşmede gördüğü tehlikelerden bahsetti.

Sayın Beeko, korona krizinin nasıl bir insan hakları boyutu söz konusu?
Kovid-19 krizi aslen bir insan hakları krizi. Pek çok ülke, hastalıktan özellikle etkilenen grupları koruma konusunda başarısız oluyor. Pandemi öncesinde temel ihtiyaçlarını karşılama gücüne sahip olmayan insanlar bugün, bu durumdan son derece olumsuz etkileniyor. Af Örgütü olarak, otoriter rejimlerde özgürlük ve hakların zayıflatıldığını gözlemliyoruz. Bu rejimlerde önlemler keyfi alınıyor ve yasadışı bir şekilde uygulanıyor. Gözlemlediğimiz bir olgu da korona bahanesiyle gözetleme sistemlerinin kullanıma sokulduğu ve rejimin, hoşlanmadığı gazetecileri ve insan hakları savunucularını takip ettiği.

Dieses YouTube-Video kann in einem neuen Tab abgespielt werden

YouTube öffnen

Üçüncü taraf içeriği

İçeriği gömmek için etkinliğiniz hakkında veri toplayabilen YouTube kullanıyoruz. Lütfen ayrıntıları kontrol et ve bu içeriği görmek için hizmeti kabul et.

Rıza formunu aç

Piwik is not available or is blocked. Please check your adblocker settings.

Özellikle hangi insan hakları tehlike altında?
Sağlık hakkı, ayrıca suya, yiyeceğe, sıhhi sistemlere ve barınacak yere erişim hakkı. Bu durum, özellikle de evsizler, çocuklar, tutuklular ya da huzurevi ve mülteci barınakları sakinlerini gibi dezavantajlı gruplar için geçerli. Ayrıca, bir araya gelme ve toplanma hakkı, basın ve haber alma özgürlüğü, verilerin korunması ve özel alan da risk altında. Bu tür hak ve özgürlüklere getirilecek kısıtlamaların, orantılı ve belli bir süreyle sınırlı olması, ayrıca anayasal denetime tabi olması gerekir.

Peki, bu konuda ne yapılabilir? Uluslararası Af Örgütü’nün konuyla ilgili ne gibi çalışmaları bulunuyor?
Hukukun üstünlüğüne ve insan hakları standartlarına verilen değerin, özellikle de kriz dönemlerinde çok daha yüksek olması gerekiyor. Sivil toplumla işbirliği, medyaya karşı şeffaflık ve önlemlerin değerlendirilmesi, başarılı bir kriz yönetiminin parçaları. Uluslararası Af Örgütü olarak dünyanın dört bir yanındaki hükümetlere bunu anımsatmaya çalışıyoruz. Nerelerde insan hakları ihlalleri gerçekleştiriliyor, bunu tespit ediyor, belgeliyor ve kamuoyunun gündemine getirmeye çalışıyoruz.

© www.deutschland.de

You would like to receive regular information about Germany? Subscribe here: