Dünyayı Değiştiren Kitap
Alman sürdürülebilirilk stratejisinin Club of Rome ve “Büyümenin Sınırları” araştırmasıyla ne ilgisi olduğu hakkında.
Club of Rome nedir?
1968 yılında, eski bir direnişçi olan İtalyan fabrikatör Aurelio Peccei ve Britanyalı kimyager Alexander King, insanlığın geleceğini konu eden bir sempozyumun ardından başka dört bilim insanıyla daha Roma’da bir araya geldiler. Bir sonuç getirmeyen konferans hepsinin moralini bozmuştu ve geleceğin insanlık risklerini kendi başlarına araştırmaya kararlıydılar. Kendilerine “Club of Rome” adını verdiler.
Club of Rome neyle tanındı?
Club of Rome 1972 yılında, yakın tarihin en etkili kitaplarından birini yazdı: “Büyümenin Sınırları”. Bu bilimsel araştırma; nüfus artışı, gıda üretimi, sanayileşme ve çevre kirliliği yüzünden, eğer her şey böyle devam eder ve bir davranış değişikliği olmazsa yerkürenin çöküşünün kaçınılmaz olduğunu ortaya koyuyordu. Araştırma 1992 ve 2012 yıllarında güncellendi.
“Büyümenin Sınırları”nın Almanya’yla ne ilgisi var?
Araştırma, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü‘nde (MIT), o zamanlar pek alışılmadık olan bir bilgisayar simülasyonuyla hazırlandı. Finansmanı Volkswagen Vakfı’nın yaklaşık 800.000 Amerikan doları tutarındaki katkısıyla önemli ölçüde Almanya‘dan sağlandı. 1973 yılında Club of Rome, daha öncesinde ve daha sonrasında istisnasız tek tek bireylere verilen, Almanya’nın en saygın ödüllerinden biri olan Alman Kitap Ödülü’nü kazandı.
Araştırma o zamanlar nasıl bir etki yarattı?
Araştırma, çevrenin aleyhine olacak şekilde ekonomik büyümeye öncelik verilmesine duyulan ve giderek büyüyen hoşnutsuzluğa esaslı bir dayanak oluşturdu. 1970’li yıllarda Greenpeace ya da Almanya’da Çevre Koruma Birliği (BUND) gibi organizasyonlar kuruldu, birçok ülkede Almanya’daki Yeşiller (1980’de kuruldu) gibi partiler oluştu. BM, çevrenin ve türlerin korunması konularına eğildi, bunlar da akabinde BM Binyıl Kalkınma Hedefleri ve Paris İklim Anlaşması’nı getirdi.
Bu araştırma 50 yıl sonra nasıl bir anlam taşıyor?
Öngörülerin hepsi doğru değildi. İlk araştırma örneğin, hammadde rezervlerini azımsamıştı. Ancak bu araştırma ekolojik ve sosyal bir denge içinde yürüyen ve çevrenin ve insanlığın aleyhine olmayan bir kalkınma talebine dayanak oluşturdu. Günümüzde buna sürdürülebilir deniyor. Yani Alman Sürdürülebilirlik Stratejisi’nin kökleri nihayetinde Roma ve Boston kaynaklı bu ilham kaynağına uzanıyor.
You would like to receive regular information about Germany? Subscribe here: