“Büyük Bir Meydan Okuma”
Hava felaketleri kırılgan ülkeleri zorluyor. Jennifer Morgan, bu konudaki tazminat müzakerelerini yönetiyor.
İklim değişikliği milyarlar tutarında hasara neden oluyor. Bunlar, genellikle zaten az kaynağa sahip olan devletler tarafından omuzlanmak zorunda. Brot für die Welt İklim Uzmanı Sabine Minninger, bu sorunun onlarca yıldır bilindiğini ancak iklim konferanslarında henüz ciddi bir şekilde ele alınmadığını söylüyor. Minninger, COP27 İklim Zirvesi vesilesiyle Federal Dışişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen bir panel tartışmasına konuk oldu. Soru, dünya topluluğunun aşırı hava olaylarının sonuçları için ne ölçüde sorumluluk alması gerektiğiydi. “Son yıllarda bu konuda pek bir şey kaydedilmedi. Özellikle Batılı sanayileşmiş ülkeler bu yöndeki tüm ilerlemeleri engelledi” diyor Minninger.
Almanya, iklim zirvesinde artık en savunmasız ülkeler ve onların ihtiyaçları için net bir sinyal vermek istiyor. Dışişleri Bakanı ve Federal Dışişleri Bakanlığı Uluslararası İklim Politikası Özel Temsilcisi Jennifer Morgan, moderatör sıfatının yanı sıra gelecekteki hava felaketleri konusunda yürütülecek tazminat müzakerelerinde de doğrudan yer alıyor. Kendisi bunu “Büyük bir meydan okuma”olarak niteliyor. “Mesele pür dikkat dinleyerek ülkelerin endişeleriyle empati kurmak” diyen Morgan yine de iyimser. “Ortaklaşa bir çözüme ulaşma yönünde büyük bir heves olduğunu hissediyorum” diyor.
Zengin Ülkeler Sorumluluk Alıyor
Buna yönelik fırsatlat mevcut. Ekim ayının başında, Washington'da yapılan Dünya Bankası toplantısı çerçevesinde, iklim risklerine karşı küresel bir koruyucu kalkan oluştutulması kararlaştırıldı. Almanya’nın G7 Dönem Başkanlığı ile özle ölçüde iklim değişikliği tehdidi altında olan 20 kırılgan ülkenin oluşturduğu bir birlik olan “Vulnerable Twenty (Kırılgan 20)” (V20) arasında anlaşmaya varıldı. Hedef 100 milyar Amerikan doları tutarında bir bir bütçe hacmi, sanayileşmiş ülkeler 2015 Paris Dünya İklim Anlaşması'nın bir parçası olarak iklimin korunması ve uyum önlemleri konusunda yükümlülük üstlenmişlerdi. Para akışının 2020'den itibaren sağlanması planlanmıştı, şu ana kadar 83 milyar dolar toplandı. Almanya, bu fonu 8,5 milyar dolar ile destekliyor.
Bu yeterli mi? Minninger bu konuda kuşkulu. Sadece Afrika'da iklim değişikliğinden kaynaklanan hasarın 2030 yılına kadar 300 ila 600 milyar ABD doları olacağını tahmin ediyor ve sağlanın parayla mevcut uyum ihtiyacının yalnızca yüzde 11'inin karşılandığını söylüyor. Uluslararası İşbirliği Departmanı (BMZ) Başkanı Jürgen de “Koruma kalkanı sadece devede kulak. En çok ihtiyacımız olan şey, özel sektörden iklim dostu çözümlere yönelik sermaye akışı” diyor. Bunu gerçekleştirmek için birçok ülkedeki temel koşulları değiştirmenin önemli olduğunu belirten Zattler, örneğin Güney Afrika'da özel yatırımcı olarak yenilenebilir enerjilere yatırım yapmanın kısa zaman öncesine kadar hiç mümkün olmadığını anlatıyor. Gerçi Sabine Minninger, koruma kalkanının önemli bir ilk adım olduğunu düşünüyor. Ancak, daha net bir siyasi sinyal verilmesini arzu ediyor ve “İklim krizine neden olanların daha net bir biçimde sorumluluk üstlenmelerine ihtiyacımız var" diyor.
COP27 ile ilgili en önemli bilgileri burada bulabilirsin.