Ana içeriğe geç

Kimya: Küresel ışığa sahip inovasyon öncüsü

İster gündelik ürünler veya yüksek teknoloji malzemeleri: Alman kimya şirketleri dünyanın önde gelen aktörleri arasında yer alıyor ve büyük meydan okumalarla karşı karşıya. 

Dirk Mewis und Wolf Zinn , 02.04.2025
BASF Ludwigshafen: Dünyanın en büyük kimya bölgesi
BASF Ludwigshafen: Dünyanın en büyük kimya bölgesi © BASF SE

Ren Nehri’nin kıyısında çelik, borular ve bacalardan oluşan devasa bir örgü yükseliyor – Ludwigshafen’dekiBASF fabrikası. On kilometrekareden daha büyük bir alanda dünyanın en büyük kimya bölgesi uzanıyor. Kuruluş yılı 1865 olan fabrikada bugün 2.850 kilometre uzunluğundaki boru hatları, hammaddeleri, yarı mamulleri ve nihai ürünleri birbiriyle birleştiren bir sinir sistemi gibi fabrikayı sarıyor. Yaklaşık 39.000 insan 200’ün üzerinde tesiste günün yirmi dört saati çalışıyor ve modern yaşamın yapıtaşlarını üretiyor – arabalar ve akıllı telefonlar için plastiklerden tutun da bitki koruma ilaçlarına kadar.  

Alman kimya endüstrisinde sektörün devi BASF’ın yanında 2.000’in üzerinde ağırlıklı olarak orta ölçeklidiğer şirketler ve kısmen de kendi nişlerinde dünya çapında lider olan Gizli Şampiyonlar Alman kimya endüstrisinde iz bırakıyor. 220 milyar Euro’nun üzerinde bir yıllık ciroyla ve sadece Almanya’da yaklaşık 480.000 doğrudan istihdam ile kimya, makine imalatından ve otomobil üretiminden sonra ülkenin en büyük üçüncü sanayi kolunu oluşturuyor. 

Küresel ağ  

Alman kimya endüstrisi uluslararası çapta da bir ağır siklet – Avrupa çapında lider ve dünya çapında ise Çin ve ABD’nin ardından üçüncü sırada bulunuyor. Kimyasal üretimin yaklaşık yüzde 60’ı ihraç ediliyor, Avrupa Birliği ülkeleri, ABD ve Asya en önemli alıcı ülkeler arasında yer alıyor. Alman kimya şirketlerinin yurt dışındaki maddi varlıklara yatırımları, yani makineler ve üretime yaptıkları yatırım, 2023 yılında on iki milyar Euro civarındaydı ve bu artma eğiliminde. 

Alman şirketlerinin çok sayıdaki yurt dışı tesisi da bu küresel ağı vurguluyor. BASF, dünya çapındaki en büyük kimya holdinglerinden biri olarak 80’in üzerinde ülkede üretim, satış ve araştırma merkezini işletiyor. Bayer, Evonik, Wacker, Lanxess, Henkel veya Altana gibi diğer büyük Alman şirketleri de uluslararası düzeyde iyi bir yapıya sahip ve yerinde diğer firmalarla ve kuruluşlarla işbirliği yapıyor.  

Almanya’dan kimya her yerde

Alman endüstrisi, gündelik yaşamımızda her bakımdan iz bırakıyor. Temiz kıyafetler giymemizi, sağlam binalarda yaşamamızı ve çok çeşitli inovatif teknolojilerden yararlanabilmemizi sağlıyor. Temel maddeler çok sayıda kimyasal mamulün bazını oluşturuyor. Bunların arasında asitler, solventler, hidrojen ve amonyak bunların arasında bulunuyor. Ayrıca plastiklerin üretimine de hizmet ediyorlar. Otomobil endüstrisinde yüksek performanslı plastikler daha hafif ve verimli araçlar için kullanılıyor. Elektronik endüstrisinde özel kimyasallar mikroçiplerin ve ekranların performans özelliği için kullanılıyor. Yapı sektöründe ise modern yalıtım malzemeleri ve kaplamalar, binaların enerji verimliliğine katkı sağlıyor. Süper yapıştırıcılar kolayca birbiriyle kaynaklanmayan veya vidalanmayan malzemeleri birleştiriyor. Tensitler, enzimler ve koku maddeleri, lekelerin temizlenmesini, kokuların nötralize edilmesini ve yüzeylerin dezenfekte edilmesini sağlıyor. Öte yandan gübrelerin yanı sıra bitki ve böcek koruma maddeleri ise modern tarım ekonomisinin temelini oluşturuyor. Liste çok daha fazla uzayabilirdi ve işin içinde her zaman Alman kimya işletmelerinin parmağı var. 

Büyümenin motoru inovasyon 

Alman kimya endüstrisinin inovasyon gücü belirleyici bir rekabet faktörü. O nedenle sektör milyarlarca Euro’yu araştırma ve geliştirmeye yatırıyor. Bu sadece 2023 yılında yaklaşık 5,6 milyar Euro’ydu (farmakoloji hariç). Netice: Tüm dünyada verilen kimya patentlerinin yüzde 9,4’ü Almanya kökenli ve bu 2022 yılında 24.800 taneydi.  

Bu sırada sürdürülebilirlik bir temel odak noktası oluşturuyor. Birçok patent Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilirlik hedefleri ve ekonominin iklim nötr yönünde komple dönüşümü bakımından elzem. Mannheim’da bulunan Leibniz Avrupa Ekonomi Araştırmaları Merkezi’nden Christian Rammer “Kimya patentlerinin katkısı, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşılması bakımından önem taşıyan tüm patentlerle karşılaştırıldığında, kimya teknoloji aktarımı bakımından birinci sırayı alıyor” diyor.  

Bitkilerin korunması kimya endüstrisinin görevleri arasında.
Bitkilerin korunması kimya endüstrisinin görevleri arasında. © Bayer AG

Sürdürülebilirlik ve dijitalleşmeye odaklanma 

Çözümler, karbon zincirlerini (örn. petrolden) doğalgaz yerine ekolojik elektrik yardımıyla moleküllere parçalayan “Cracker”lerden, yani büyük sanayi tesislerinden biyolojik bazlı plastikler için doğal kaynak olarak yosunların veya böceklerin istila ettiği odunların kullanılmasına ve şimdiye kadar geri dönüştürülemeyen plastik atıkların yakılmak yerine tekrar dolaşım ekonomisine aktarılabildiği kimyasal geri dönüşüme kadar uzanıyor. Bu türden inovasyonlar sadece plastik çöpü azaltmayı değil, aynı zamanda örneğin sürdürülebilir ambalaj çözümleri alanında yeni pazar fırsatlarını açmayı da amaçlıyor. 

Bir diğer odak noktası: Dijitalleşme sayesinde verimlilik artışı. Böylece örneğin üretimde dijital ikizler, yani – üretim tesislerinin sanal suretleri – yardımıyla prosesler gerçek zamanlı olarak denetlenebilir ve iyileştirilebilir. Öte yandan yapay zeka tesislerin öngörülü bakımı sırasında yardımcı oluyor. Sonuç daha düşük devre dışı kalma zamanlarına sahip daha verimli bir kaynak kullanımı. 

Meydan okumalar: Enerji fiyatları, yönetmelikler ve uzman iş gücü eksikliği 

Alman kimya endüstrisi tüm gücüne rağmen ciddi meydan okumalarla karşı karşıya. Özellikle yüksek düzeydeki enerji fiyatları enerji yoğun üretimi baskı altına alıyor. İfo Enstitüsü’nden kimya sektörü uzmanı Anna Wolf bir röportajda “Kimya sektörünün enerji tasarrufu sağlayan bir dönüşümü şart” demişti. Gerçi sektör 1990 yılından bu yana enerji tüketimini yüzde 22 kadar ve sera gazı salımını da yüzde 54 kadar düşürmüş. Ancak yüksek maliyetler, bürokrasi, katı çevre düzenlemeleri ve yönetmeliklere bağlı talepler, örneğin AB Kimyasal Yönetmeliği REACH, sürekli uyarlamaları, yatırımları ve kısmen de işten çıkarmaları gerekli kılıyor. Diğer yandan özellikle doğa bilimleri ve mühendislik bilimleri mesleklerindeki uzman iş gücü eksikliği de durumu ayrıca kritik bir hale sokuyor. 

Dieses YouTube-Video kann in einem neuen Tab abgespielt werden

YouTube öffnen

Üçüncü taraf içeriği

İçeriği gömmek için etkinliğiniz hakkında veri toplayabilen YouTube kullanıyoruz. Lütfen ayrıntıları kontrol et ve bu içeriği görmek için hizmeti kabul et.

Rıza formunu aç

Piwik is not available or is blocked. Please check your adblocker settings.

Fırsatlardan yararlanmak 

Vaziyet karamsarlık ve iyimserlik arasında gidip geliyor. Sektör yeni Federal Hükümet’e umut bağlıyor. Kimya Endüstrisi Derneği’nin başkanı Markus Steilemann “Siyaset şimdi harekete geçmeli; pragmatik, ideolojilerden arınmış ve uzlaşmaya cesaret ederek. Harekete geçme zamanı geldi” dedi. Kimya endüstrisinin daha verimli proseslere, dijital teknolojilere ve sürdürülebilir ürün çözümlerine dönüşümü iddialı, ancak sektörü iyi tanıyanların tahminlerine göre olağanüstü fırsatlar da barındırıyor. Boston Consulting şirket danışmanlığının kısa süre önce yayınlanmış bir araştırmasının da altını çizdiği üzere geleceğe dönük projelere yatırım yapılması ve doğru adımların atılması, hiç olmadığı kadar büyük önem taşıyor. Eğer bunlar başarılırsa Alman kimya sektörü, uluslararası lider pozisyonunu sürdürmek için iyi donanmış olacak.