Berlin’de genç girişimcilik
Almanya’nın başkenti start-up (genç girişimler) konusunda Avrupa’da bir merkez konumunda. Ama akla gelen sorular da var: Hangi fikirler sonuç alıyor ya da genç firmalar iş dünyasına girişi nasıl yapabiliyor? Yurt dışından ziyaretçiler firma kurucularıyla ve teşvikçileriyle buluşuyor.
Kalorifercilik – Bu konu kulağa çok da heyecan verici gelmiyor. Ama Philipp Pausder farklı düşünüyor; ısı konusunda iş yapmanın büyük bir potansiyel içerdiği kanısında. “Bu devasa bir pazar” diyor, daha önce profesyonel basketbol oynayan iki metrelik adam. “Bu alanda yakın zamana kadar pek de yenilikçi çözümler gelmedi ve sistemler tümüyle offline çalışıyordu.” Pausder şimdi yurt dışından ziyaretçilerin karşısında durmuş firması Thermondo hakkında açıklamalar yapıyor. Ziyaretçiler Almanya’daki genç girişimcilik hakkında bilgilendirme amacına dönük olarak Alman Hükümetinin düzenlediği bir haftalık program çerçevesinde geldiler. 2013 yılında kurulan Thermondo, Almanya’daki kalorifer piyasasını kökten dönüştürme niyetinde.
Thermondo müşteriye uygun teklifi ayarlayan bir algoritma geliştirmiş bulunuyor. Kullanıcılar web sitesi üzerinden evleri ile ev sakinleri hakkında bilgi ve bazı durumlarda fotoğraflar yüklüyorlar. İlk aşamada telefonla verilen danışmanlık hizmetinden sonra firma ustalarını müşteriye gönderiyor. Firma şimdilerde Berlin’deki merkezinde çalışan sayısını 100’e çıkarmış durumda, bunların 25 kadarı geliştirme uzmanı ve işlerin dijital yürütülmesini sağlamayı amaçlayan algoritmayı sürekli iyileştiriyorlar. Pausder’in ifadesine göre Ciro milyon Avro düzeylerinde.
Yeni pazarlara açılma
Uluslararası ziyaretçiler (gazeteciler, bilim insanları ve BT firmaları ile start-up destekçilerinin iş dünyası örgütlerinin ve ticaret odalarının temsilcileri) ilgiyle dinliyorlar. İş modeli kulağa gayet ilgi çekici geliyor, ama çok sayıda sorular da yöneltiliyor. Örneğin Daniels Pavļuts “Thermondo yurt dışında da iş yapmayı hedefliyor mu” diye soruyor. Letonya’nın eski ekonomi bakanı Pavļuts ülkesinde bir start-up birliği kurmuş bulunuyor ve start-up kavramını – çoğu katılımcı gibi – epey dar anlamda tanımlıyor. Start-up deyince, gerçekten yeni bir iş fikriyle yola çıkan ve sürekli yeni pazarlara doğru genişlediği adım adım görülen girişim anlaşılıyor. Thermondo’nun kurucusu Pausder gülümsüyor. Hizmetleri yurt dışında da pazarlamanın kesinlikle hedefler arasında olduğunu söylüyor, “belki önce Fransa’da” diyor.
Ziyaretçilerin finansman konusunda da soruları var. Pausder başlangıç döneminde, iki kurucu olarak kişisel birikimlerini koyduklarını anlatıyor. Anlattığına göre para dokuz ay yetmiş, sonrasında yatırımcılar bulmuşlar ve bu yarımcılar ilerleyen aşamalarda desteklerini artırmışlar. Başarılı başlangıç üzerine daha başkaları da para vermeyi düşünmüşler. 2016 başlarında üçüncü bir finansman etabında 23 milyon Avrodan fazla para toplanmış.
“İlk andan itibaren destek”
Peki ama Almanya’da firma kurucularının kendi birikimleri yoksa nasıl sonuç alıyorlar? Öğleden önce yatırım bankası “Investitionsbank Berlin”i (IBB) ziyaret eden konuklar, “Biz firmaları ilk andan itibaren destek veriyoruz” cevabını duydular. IBB’den Raphael Kube “2015 yılında 204 milyon Avro düzeyinde kredi ile 84 milyon Avro düzeyinde burs verdik” diyor. Destekler çeşitli kanallardan gerçekleşebiliyor: Örneğin banka firma kurucularına mentor atıyor ve onların ödentilerini büyük ölçüde üstleniyor. Diğer bir programda ise yeni firma çalışanlarının maaşlarını bir yıl boyunca banka ödüyor, böylece firma rekabet edebilir hale geliyor. Üçüncü bir kanal, kurucuların kendi çözümlerinin yapılabilirliğini test etmek için araştırma kuruluşlarından istedikleri çalışmanın finansmanı üstleniliyor. Bu destekler için gerekli para büyük ölçüde AB’den ve Berlin eyalet yönetiminden geliyor.
Daniels Pavļuts şu soruyu yöneltiyor: “Bu uygulamalar başka programlarla, örneğin EXIST ile ne kadar uyumlu?”. EXIST programı Federal Hükümet’in yüksek teknoloji kapsamında devreye soktuğu bir teşvik enstrümanı. Bu programın esas hedef kitlesi, fikirlerini henüz üniversitede geliştiren öğrenciler ve bilimciler. Program onların firma kurma hazırlıklarını ve bir iş planı yapmalarını destekliyor. IBB’den Raphael Kube “Bir adım ileri attıklarında bize gelebilirler” diyor.
“Berlin Valley”e doğru bir gidiş mi?
İsrail’de teknoloji portalı “Telecom News”in yayıncısı ve yayın yönetmeni Avraham Weiss EXIST’i biliyor. İsrail bu programın ilk partneri oldu, oradaki yeni firma kuruluşları da ağa dahil ediliyor ve destekleniyor. Weiss bir itirafta bulunuyor: Okuyucuları arasındaki yeni firma kurucularına bundan birkaç yıl öncesine kadar verdiği tavsiyede Asya’ya yönelmelerinin daha iyi olacağını söylüyormuş.
Çin’den ve Japonya’dan yatırımcılar İsrail’de çok faal. Şimdi ise (seyahatte yapılan görüşmelerden de sonra) Weiss durumu farklı değerlendiriyor: “Berlin önemli bir itki noktası.”
Berlin’in yeni girişimciler için iyi bir ortam sunduğunu Florian Langenscheidt da düşünüyor. Ünlü Langenscheidt yayınlarının sahibi aileden gelen girişimci, büyük firmalarda ihtiyaç duyulan dinamizmin eksik olduğunu ve fikirlerin hayata hızlı geçirilemediğini görmüş. Şimdilerde genç girişimcileri destekliyor ve Alman Genç Girişimciler Ödülünü (Deutscher Gründerpreis) destekliyor ve “Berlin Valley” adlı dergiyi çıkarıyor. Ona göre Berlin kuşkusuz Silicon Valley’in yenilikçi gücünden henüz çok uzak ama iddialı hedef belirlememek için sebep yok.
Langenscheidt bu sürecin ileri taşınması için deneyimli girişimcilerle genç girişimciler arasında, onun ifadesiyle “Champions” ile “Challengers” arasındaki diyalogun önemine inanıyor. Yetenekli yeni girişimcileri on yıllardan beri firma yönetenlerle biraraya getiriyor. Mentorlar programının, kuruluşların kalıcılaşmasına destek olduğu düşüncesinde. Cesaret bakımından bir eksik yok. “Almanya’da yeni girişim ruhu büyüyor.”
Federal Hükümet’in ziyaretçi programı hakkında daha fazla bilgi için:
http://www.auswaertiges-amt.de/EN/AAmt/ZuGastimAA/Besucherprogramm-node.html