Ruhr Bölgesi – Startuplar için fırsat noktası

Maden ocakları ve yüksek fırınlar yerine inovatif genç şirketler: Ruhr Bölgesi birçok müteşebbisi çekiyor. Eski sanayi binaları modern ofislere dönüştürülüyor, birçok açık çalışma alanı oluştu. 20’nin üzerinde yüksekokul, birçok yeni yetişen kalifiye eleman oluşmasını sağlıyor. Güçlü orta ölçekli işletmeler ve çok sayıda büyük işletme çok sayıda işbirliği olanağı açıyor. Örneğin siber güvenlik Ruhr Bölgesi’nde önemli bir startup grubu ve güçlü bir büyüyen pazar. RAG Vakfı’nın ve Bundesverbands Deutsche Startup (Almanya Startup Derneği)’nin “Ruhr İnovasyon Raporu” araştırmasına göre sağlık ve endüstriyel teknolojilerinin yanı sıra lojistik alanındaki inovasyonlar da Almanya’nın batı bölgesinin simgesi haline gelebilir. Üç örnek:

Siber saldırılara karşı koruma 

Grip virüsleri, koronavirüsler ve diğer mikroplar sürekli gelişmeye devam ediyor. Bu yüzden insanlar yeniden enfekte olabilir. Bu durum siber virüslerde de çok benzer; onlar da sürekli şekil değiştiriyor ve bu yüzden BT sistemlerinin güvenliğini tehdit ediyor. Bir bilgi işlem merkezinin yerleşik yazılımına yapılacak başarılı bir saldırı, şirketler, kuruluşlar ve belediyelerin yanı sıra komple ülkeler için bile ağır sonuçlar doğurabilir ve kapasitesini aşmış bir hastane ile de karşılaştırılabilir. Philipp Deppenwiese ve Kai Michaelis BT sistemleri için böylesine ağır bir senaryonun önüne geçmek istiyor. Bochum’daki “immune” adlı startuplarında veri merkezlerine yapılan saldırılara ve zararlı yazılımlara karşı güvenli çözümler üretiyorlar. Böylece şimdiye kadar çok zor erişilebilen güvenlik teknolojilerinin, yani donanım bazlı güvenlik duvarlarının, etkili ve basit bir şekilde kullanılabilmesi sağlandı. Federal Almanya Araştırma Bakanlığı “immune” startupunu bir “StartUpSecure” teşvik programı kapsamında destekledi. 

Yeşil hidrojen için inovasyon  

İklim nötr olmanın temel yapı taşı sayılıyor: Yeşil hidrojen gelecekte fosil enerji kaynaklarına çok önemli bir alternatif oluşturabilir. Su elektrolizinin kalbini hücre demetleri, yani “Stack”ler oluşturuyor. Burada peş peşe devrelenmiş olan ve suyu parçalayarak hidrojen ile oksijene dönüştüren bir dizi hücre demeti söz konusu. Günümüzde stackler çoğu zaman elektroliz tesislerinin bir parçası olarak satılıyor. Wiebke Lüke ile çalışma arkadaşları bunu değiştirmek istiyor. Onların Dortmund merkezli startupu WEW – Water Electronic Works’ün kısaltması – alkali elektroliz stacklerinin onların deyimiyle bir “radikal yeni geliştirmesi”ni geliştiriyor ve üretiyor. Stacklerin klasik stacklere göre uyumlu, esnek ve uygun maliyetli olduğunu ifade ediyorlar. Ayrıca bu sayede birçok insanın, rağbet gören yeşil hidrojene ulaşabilmesinin kapısını açabilir. “Biz bunu kullanılan malzemeyi minimize ederek, yüksek maliyetli hammadde kullanımından kaçınarak ve verimli bir yüksek otomasyonlu üretimi mümkün kılan, baştan aşağı yeni bir stack tasarımı sayesinde sağlıyoruz” diye açıklıyor Lüke. WEW, araştırma ortakları ile birlikte 16 milyon Euro tutarında bir kamusal proje teşviki almış. 

Plazmaların gerçek zamanlı denetimi 

İster gözlük camları ister akıllı telefonlar: Plazmalar günümüzdeki birçok üründe kullanılıyor. Avantajları: Hammaddeleri çok etkili işliyorlar ve örneğin malzemeleri temizlemek veya kaplamak için kullanılıyorlar. Plazma teknolojisinde karmaşık süreçler söz konusu. Üç kişiden oluşan “House of Plasma” kurucu ekibi, örneğin yüzeyleri yeniden üretilebilir bir şekilde kaplamak için plazmalarla endüstriyel üretim süreçleri gerçek zamanlı olarak denetleyebilen “Çok kutuplu rezonans sondası” ölçüm teknolojisinin çeşitli tiplerini geliştirmiş. Startupun merkezi Bochum, genel müdür Moritz Oberberg’ın şirketi kurmak için özellikle tercih ettiği bir lokasyon. “Bochum ve Ruhr Bölgesi insanları ve yüksekokul çehresiyle kuruluşlar için çok iyi bir lokasyon. House of Plasma ile bu kadar başarılı olmamız, bölgenin yapısal dönüşümü destekleyebileceğini çok net bir şekilde gösteriyor. Bochum Ruhr Üniversitesi (RUB)’nin yakınında olmak için Bochum’da kalacağız. Neticede RUB plazma araştırmaları alanında dünya çapında lider konumda; neticede bizim hikayemiz de işte böyle başladı. Araştırmayla. Daha sonra işveren olarak da bu kuramlardan faydalanmak istiyoruz”, diyor Oberberg.  

© www.deutschland.de