Borulu org – Mozart’ın “Enstrümanların Kraliçesi”
Borulu org yapımı zengin geleneklere dayanan bir zanaat: Dünyanın en ünlü ustalık atölyeleri Almanya merkezli.
2.000 yılı aşkın bir süre önce İskenderiye’deki bir mühendis yeni bir enstrüman tasarlamış: Bir su basıncı tertibatı aracılığıyla bir borunun içinden rüzgârın geçmesini sağlayarak ses oluşturmasını sağladı. Günümüzde borulu org müzik aleti sadece bir değil 10.000 ve üzerinde borudan oluşuyor.
Heybetli olan tek şey görünüşü değil. Borulu org tüm enstrümanlar arasında en geniş ses aralığına sahip olanı ve en dinamiği de: Sessiz bir fısıltıdan kükreyen gök gürültülerine kadar hem bir evin odasını hem de kutsal katedralleri inletebiliyor. Borulu orgda ustalaşmak müzik ve kompozisyon alanında daima ciddi bir mihenk taşı olmuştur, Mozart onu “Enstrümanların Kraliçesi” olarak adlandırıyordu. Johann Sebastian Bach’tan çok daha önce Hristiyan kilise müziğinin temel enstrümanıydı, usta borulu org fügleri daha sonrasında 17. yy’daki müzikte ve müzisyenlerin tekniğinde devrim yarattı.
Müziğin ardı yatan ustalık
Bu kompleks enstrümanın çalışması için büyük bir uzmanlık gerekiyor. Organ yapımı, bakımı ve akordu zengin geleneklere dayanan bir zanaat. Dünyanın en ünlü şirketleri Almanya merkezli. Bonn’daki “Johannes Klais Orgelbau“ Köln Katedrali'ndeki organı ve son olarak Hamburg'daki Elbe Filarmoni Konser Salonu’ndaki organı inşa etti; ABD ve Tayvan'dan da siparişler alıyor.
Saarland Heusweiler'deki "Orgelbau Mayer" usta atölyesinin ekibi de dünyanın en iyileri arasında yer alıyor ve montaj için düzenli olarak Güney Kore, Kazakistan ve geçmiş zamanda Rusya gibi uluslararası seyahatlere çıkıyor. Joëlle Wedig burada borulu org imalatçısı ve atölye müdürü olarak çalışıyor. “Bazı işletmelerde eğitimde çok fazla geziyorsunuz. Pek fazla borulu org imalatçısı kalmadığı için nereden çağırırlarsa oraya gidiyorsunuz” diyor. Wedig mesleğindeki ustalığın çok yönlülüğü de takdir ediyor: “Eğitim sırasında borulu orgda kullanılan pek çok malzemeyle çalışmayı öğreniyorsunuz. Örneğin bir marangozhanedeki gibi ağırlıklı olarak sadece ahşap üzerinde değil, elektrik, ahşap ve metal işlerinin yanı sıra boruların müzikal tonlaması gibi çok çeşitli alanlarda çalışıyorsunuz."
Günümüzde az sayıda da olsa kiliseler inşa edildiği için sektör hiçbir şekilde önemini yitirmiyor. Çünkü kilise orglarının bakımı ve akordunda da geleneksel zanaat talep görüyor, buna yeni konser salonlarının inşası da dahil. Joëlle Wedig “Borulu orglar 2.300 yılı aşkın bir süredir var olduğu için gelecekte de var olacaklarını ve böylece borulu org zanaatının de süreceğini düşünüyorum” diyor. Ve müzik dinlenildiği sürece Bach’ın borulu org fügleri saygı görecek.