Ana içeriğe geç

Z kuşağı muhabiri

Carlott Bru sosyal medya üzerinde muhabir olarak yaşamına dair bilgiler veriyor – ve Z kuşağının hangi meydan okumalarla karşı karşıya kaldığını anlatıyor. 

Christina Pfänder , 16.10.2024
Carlott Bru kendisini Z-Kuşağı-Muhabiri olarak tanımlıyor.
Carlott Bru kendisini Z-Kuşağı-Muhabiri olarak tanımlıyor.

Düşündüğünü söylemek. İstediğin konuyu araştırmak. Sevdiğin şekilde sanat üretmek. Almanya’da herkes, demokrasinin temeli olan ve anayasa tarafından korunan bu özgürlüklere sahip. Almanya’da bu özgürlüğün ne kadar çeşitli şekillerde deneyimlendiğini gösteren genç insanlarla tanış. 

 

TikTok ve Instagram’daki yaklaşık 25.000 takipçisi takipte: Carlott Bru Münih’e vardı ve Alman Muhabirlik Okulu (DJS)’deki ilk gününde biraz heyecan yaşıyor. Pahalı marka valizini kullanılmış giysileri satarak edinmiş. Carlott otantik bir kişilik – ve geleceğini medyalarda gören genç kadınlar için adeta bir rol model.  

“Ben kendimi Z kuşağımuhabiri olarak tanımlıyorum ve kendi subjektif perspektifimden diğer insanlara bu mesleki yolda ilerlemenin nasıl bir şey olduğunu göstermek ve sistemi anlamalarına yardımcı olmak istiyorum” diyor. “Ayrıca medya cangılının nasıl dönüştüğüne de sürekli dikkat çekiyorum.” Öte yandan Carlott sektördeki tuzakları da yüksek sesle dile getiriyor: yüksek beklentiler, çoğu kez düşük ücretler ve nahoş çalışma şartları. “Aslında ben demokratik bir ülkede yaşamak ve kendi sektörüme yönelik eleştirilerime rağmen redaksiyonlardan iş alabilmek gibi ayrıcalıklı bir durumdayım”, diye anlatıyor. “Bu dünyanın her yerinde olağan karşılanan bir durum değil.” 

Almanya’da muhabirlik temel yasa, özellikle madde 5 ile koruma altına alınmış. Bu madde fikir, basın ve bilgi özgürlüğü ve böylelikle bağımsız muhabirlik için temel bir dayanak teşkil ediyor. Muhabirler Almanya’da politik, toplumsal ve diğer konular hakkında özgürce haber yapabiliyor ve devlet haber içeriklerini kontrol etmiyor ve sansürlemiyor. 

Internet onun evi 

Başarılı Alman genç muhabir Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’nde yetişmiş, Berlin Sanat Üniversitesi’nde Toplum ve Ekonomi İletişimi dalında eğitim almış ve serbest muhabir olarak aralarında haber dergisi “Der Spiegel“, günlük gazete “Süddeutsche Zeitung“, haftalık gazete “Die Zeit“ın yanı sıra kamu hukukuna tabi ARD ve ZDF kanallarının içerik networkü “funk“un da yer aldığı kuruluşlar için çalışıyor. Ekim 2024’ten beri DJS’de yüksek öğrenim görüyor ve Münih’te yaşıyor – ve kendisinin de söylediği gibi, internette evinde hissediyor. “Sosyal medyalar oturma odam ve yaşantımın büyük bir bölümü oluşturuyor”, diyor Carlott. “Konular burada serbestçe tartışılıyor, trendler oluşuyor”.  

Ayrıca sosyal medyanın reklam kampanyaları ile kendisine bir ek gelir imkanı tanıdığını belirtiyor. “”Muhabirlik bağımsız olması gerektiğinden, bu teklifleri kabul edip etmemek benim açımdan zor bir karardı” diye açıklıyor Carlott. “Bu nedenle talepleri açık bir şekilde topluluğumla masaya yatırdık ve böylece şimdilerde başka medyalara da sıçramış olan bir tartışmayı başlattık.”  

Sorumluluk almak ve değerlerin arkasında durmak: Özellikle popülist partilerin duygusal ve provokatif içeriklerle TikTok gibi platformlarda genç insanlara hitap etmeyi başardığı şu dönemde, online bir şekilde kendini ortaya koyabilme özgürlüğü onun için aynı zamanda bir gereklilik. “Kendi kuşağımın politik irade oluşumu açısından sosyal medyalar önemli bir rol oynuyor“, diye açıklıyor genç muhabir. “O nedenle ben sadece muhabirlik ile ilgili güncel trendleri yakalamakla ve 30 yaş altındaki insanlara en iyi hangi tonla ulaşılabileceğini düşünmekle ilgileniyorum.“  

Zaman genç kadınların zamanı, yeni konuları oturtabiliriz.
Carlott Bru

Kendisini içerikler hakkında şeffaf bilgi verme konusunda sorumlu tutuyor ve bu sırada sosyal medya kanallarının demokratikleştirici noktalarını göz önünde bulunduruyor. “Herkes fotoğraf, video veya hikaye paylaşma ve düşüncelerini ortaya koyma olanağına sahip” diyor. “Bu örneğin platformlar üzerinden network oluşturan ve bilgi alışverişinde bulunabilen azınlıklar ve marjinalleşmiş gruplar için alan yaratıyor.” Ayrıca YouTube, Instagram ve TikTok daha fazla çeşitlilik sağlıyor: Geleneksel medyalarda muhtemelen hiçbir zaman yeteneklerini ortaya koyamayacak insanlar, platformlar sayesinde dünya çapında star oluyor.   

Yüksek medya okuryazarlığı önkoşul 

Kendi kuşağının özgürlük ve demokrasinin medya üzerinden ortaya konulmasının güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyor. “Politik ve sosyal açıdan çok angaje bir nesil olarak iklimin korunması, adil çalışma koşulları ve ayrımcılığa karşı da mücadele ediyoruz” diye açıklıyor Carlott. Kendi kanallarında cinsiyet adaletsizliği konularında da aktif: Ev işlerinde paylaşımın yanı sıra fırsat ve maaş eşitliği Z kuşağı ile birlikte giderek gündelik yaşama yerleşiyor. “Zaman genç kadınların zamanı, yeni konuları oturtabiliriz ve yön gösteren kararlar alabiliriz.“ Geleceğe dair görüşleri arasında sosyal medyaların muhabirliği domine edeceğini ve Yapay Zeka etkisinin giderek büyüyeceği de yer alıyor. “Tarafsız haber sunumu önemli ve bu gelişmelere rağmen eskiden olduğu gibi sağlanmalı” diyor Carlott. “Ayrıca bu değişiklikler tüketicilerin yüksek bir medya okuryazarlığını şart koşuyor.