Ana içeriğe geç

Almanya’nın Avustralya Büyükelçisi Dr. Anna Elisabeth Prinz

deutschland.de’nin “Görevin içinden” yazı dizisinde büyükelçiler ve uluslararası kuruluşların üst düzey Alman çalışanları, kendi çalışmalarına içeriden bir bakış sunuyorlar. Bölüm 25: Avustralya Büyükelçisi Dr. Anna Elisabeth Prinz.

04.11.2016
© Deutsche Botschaft Canberra - Anna Elisabeth Prinz

Avustralya ve Almanya arasındaki ikili ilişkilere son dönemde yön veren başlıca konular neler?

Bu anda ikili ilişkiler açısından en belirleyici şey Başbakan Angela Merkel’in 2015 Kasımında gerçekleştirdiği ziyaret sonrasında son şekli verilen üst düzey danışmanlar grubunun (AGAG) tavsiyelerinin hayata geçirilmesi. Bu tavsiyeler iki ülke tarihinde ilk defa dışişleri ve savunma bakanları arasında yürütülecek düzenli görüşmelerin yanısıra stratejik konularda yoğun işbirliğini öngörüyor. Bunlar arasında başta sanayi 4.0 ve yenilikçilik çalışmaları olmak üzere ekonomi politikası ve üniversiteler ve şirketler arası işbirliğinin yanısıra kültürel işbirliğinin güçlendirilmesi de yer alıyor.

Ayrıca Avustralya için İngiltere’nin AB’den ayrılma sürecinin yaratacağı etkiler de dikkatle izlenen bir konu. Burada İngiltere’nin ve yakın ilişkileri dolayısıyla Avustralya’nın da etkisinin ve piyasa erişiminin kısıtlanabileceği endişesi hakim. Dolayısıyla Almanya ve Avustralya arasındaki ikili ilişkilerin daha da güçlendirilmesi giderek önem kazanıyor. Bir diğer endişe konusuysa kontrol edilemeyen mülteci akınının Avrupa’yı istikrara kavuşması ihtimali. 2015 yılında medyada yankı bulan izlenimler derin bir etki yarattı ve Avrupa’nın daha sonraki çalışmaları ve Almanya’nın bu meseleye yönelik getirdiği çözümler Avustralya kamuoyu tarafından yalnızca kısmen algılanıyor. Üçüncü bir konuysa sanayi 4.0 dolayısıyla iş piyasasında gerçekleşen değişimler. Her ne kadar madencilik sektöründe neredeyse tüm süreçler uzaktan kumanda edilse de diğer sektörlerde gerçekleşebilecek değişimlere yönelik tartışma henüz Almanya’daki kadar yoğun değil. Bu alanda yenilikçi yaklaşımlar konusunda Almanya’yla fikir alışverişine ilgiyse çok büyük.

Ev sahibi ülkeniz ve Almanya arasındaki özel bağ nedir ve bu ilişkileri hangi alanda daha da derinleştirmek istersiniz?

Avustralya ve Almanya pek çok ortak anlayışa ve temel değere sahip. Biz ekonomisi güçlü iki ülke olarak G20, NATO ve daha pek çok uluslararası kuruluş bünyesinde partneriz. İki ülke arasındaki ticari yollar açısından da önem taşıyan Güney Çin Denizi de dahil olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde giderek artan gerilimler dolayısıyla stratejik diyaloğun daha da derinleştirilmesi gerekiyor. Bunlara ek olarak bilimsel araştırmalar alanında işbirliği ve özellikle de yeni teknolojiler ve sanayi 4.0 bağlamında ekonomik ilişkiler ağının geliştirilmesi konusunda yeni adımlar atılmasına ihtiyaç var.

Avusturalya tıp araştırmaları konusunda çok ileri. Örneğin Melbourne kanser tedavisi konusunda dünyanın en iyi hastanelerinden ve araştırma merkezlerinden birine sahip. Ayrıca birkaç örnek daha vermek gerekirse burada beyne yerleştirilen sensörlerle kontrol edilebilen protezlere yönelik yeni yöntemler geliştiriliyor ve yapay kulaklar üretiliyor. Biz Almanya’da icatların teknik uygulaması ve pazarlaması konusunda daha ilerideyiz ve bu durum cazip işbirliği fırsatlarına da kapı açıyor. Bir diğer alansa üniversiteler ve şirketler arasındaki işbirliğini geliştirilmesi. Almanya’dan değişim programıyla gelen öğrencilerin önemli bir kısmı buradaki şirketlerde uygulamalı deneyimler de edinmek istiyor. Bu alanda gelecekte ortak bilimsel araştırmalar ve şirketler arası işbirliğine temel oluşturmanın yanısıra iki ülkenin start-up çevrelerini de birleştirebilecek yeni bağlantıların kurulması gerek. İşbirliğinin geliştirilmesi ve yaygın bir ağ oluşturulması gereken bir diğer alansa çevre teknolojileri. Bir yandan Avustralya’da alternatif enerjilerin güvence altına alınması konusundaki açığın kapatılması gerekirken bir yandan da iki Alman tarafından geliştirilen ve yalnızca güneş enerjisi kullanılarak işletilen çöle kurulmuş dev bir domates üretim tesisi gibi öncü projelerin de artması gerekiyor. Bir diğer önemli noktaysa Avustralya’nın özellikle de Çin’e yönelik kömür ithalatının karbondioksit salımının artmasındaki etkisi. Avustralya gelecekte LPG gibi doğaya daha dost enerji kaynaklarının üretimine yoğunlaşmayı hedefliyor. Bu alanda da doğaya zararlı gazların emisyonunu kullanılabilir ürünlere dönüştürmeye yönelik ortak proje çalışmaları mevcut.

“Almanya-Avustralya Danışmanlar Grubu” 2015 sonunda iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da geliştirilmesine yönelik 59 maddeden oluşan bir öneriler listesi hazırladı. Bu öneriler hangi konuları kapsıyor ve şu ana kadar gerçekleşen somut gelişmeler hangileri?

Bu öneriler kapsamında iki ülke arasındaki ilişkilerin her alanda daha da derinleştirilmesin yönelik ve yapılan tavsiyelerin yarısı halihazırda hayata geçirilmiş durumda. Verilen en önemli kararlardan biri iki ülkenin dışişleri ve savunma bakanlarının iki yılda bir ortak stratejilere yönelik görüşmeler yürütmesine yönelikti. İlki 2016 Eylülünde Berlin’de gerçekleşen buluşmaların ikincisi 2018 yılında Avustralya’da gerçekleşecek. Bu süreçte tek tek konulara yönelik önerilerin ele alındığı bir dizi konferans ve toplantı da gerçekleşiyor. Dostlarımızla sürekli diyalog halinde olmamız ve krizlere yalnızca tepki vermek yerine ortak hareket etmek üzere ve birbirimizi hangi alanlarda destekleyebileceğimiz konusunda önceden planlar yapmamız gerek. Yenilikçilik ve araştırma, sanayi 4.0, enerji ve çevre gibi konularda ortak çalışma grupları ve karşılıklı delegasyon ziyaretleri de önemli. Ayrıca Avustralya 2017 yılında “Australia Now” başlığı altında Almanya’da kendi yenilikçi kültürünü tanıtacağını da açıkladı. Danışmanlar grubunun mevcut durumu ele alan raporu Alman Devlet Bakanı Böhmer ve Avustralya Maliye Bakanı Cormann tarafından bu yıl sonuna kadar Başbakan Angela Merkel ve Başbakan Turnbull’a sunulacak.

Her yıl 32 yaşın altında yaklaşık 30.000 Alman “work and travel” programları dahilinde Avustralya’yı ziyaret ediyor. “Genç Almanya” ve “genç Avustralya” arasındaki ilişkiler ne durumda?

Avustralya’nın uzaklığının gençler üzerinde herhangi bir caydırıcılığı olmaması gerçekten dikkate değer. Aksine bir gün ve bir geceyi uçakta film izleyerek geçirip ABD ya da Asya ülkelerine yapacakları bir seyahat için ödeyecekleri ücretin aynısıyla dünyanın öbür ucuna giderek pek çok fırsata ve yüksek ücretlere sahip uzak bir cennete ulaşmak onlara cazip geliyor. Bu gençler başlarının çaresine bakabiliyor, birbirleriyle iyi anlaşıyorlar. Göze çarpacak sorunlar da yaşanmıyor. Fakat bizim “work and travel” katılımcıları için sunulan çiftlik ya da restoranlarda çalışma olanaklarının yanısıra “work and study” olanaklarını da daha görünür hale getirmemiz gerek. Bu amaçla Avustralyalı kuruluşlar, ticaret odası, DAAD, Goethe Enstitüsü, şirketler ve Avustralya’daki çeşitli konsolosluklarla ortaklaşa çalışmayı hedefliyoruz. Aslında pek çok olanak olmasına rağmen bunları bulmak çok kolay değil ve bu durumun iyileştirilmesi gerek.

Bir ülkenin içeriden görünüşü genellikle dışarıya göre çok farklıdır. Sizin kişisel deneyimleriniz doğrultusunda Avustralya hakkında hangi konunun gözden kaçırılmaması gerekir?

Avustralya Büyükelçisi olarak göreve başlayalı yalnızca birkaç ay oldu. Şu anda Avustralya’nın farklı eyaletlerinin yanısıra büyükelçi olarak güven mektubumun bulunduğu Papua Yeni Gine, Nauru ve Vanuatu Cumhuriyetleri ve Solomon Adaları’nı tanımaya yönelik ziyaretler sürdürüyorum ve kıtanın büyüklüğünden ötürü kimi zaman birkaç gün boyunca yolculuk etmem gerekebiliyor. Daha önce masa başında çok zaman geçirdiğim görevlerimin aksine burada hep yollardayım. Bu kıtanın sahip olduğu potansiyeli tarif etmek zor. Avustralya dışarıdan çok zengin kaynaklara ve yüksek ücretlere sahip bir ülke, insanlara kucak açan havasıyla ve Batılı özellikleriyle bir Avrupa ülkesine benzemesiyle güven uyandırıyor. Benim gezilerimde karşılaştığım içyüzüyle bu kıta öncü ruha sahip insanlar için hala pek çok keşfedilmemiş ve öngörülmesi zor fırsatları bağrında barındırıyor. Bunlara Asya ülkelerinden gelen yoğun göçü ve bu bölgede ekonomik anlamda büyümekte olan ülkelerle bağlantılarını da eklemek gerek. Avustralya’yla siyasi ve stratejik diyaloğun ilerletilmesi doğru bir tutum. Avustralya pek çok Asyalı için geleceğin yönetici elitinin eğitildiği, Avrupa ve Amerika’ya özgü deneyimlerin bir anlamda Asya için ulaşılabilir hale geldiği, yeniliklerin Asya’ya özgü hızlı büyüme kapasitesine kavuştuğu bir kıta. Dışarıdan bakıldığında Avustralya hala İngiltere’nin Asya’daki bir kolonisi olarak algılanıyor ve bunu Avustralya’daki belli geleneklerde de görmek mümkün. Ben içeriden bakınca dönüşmekte olan ve Asya’dan aldığı yoğun göç ve bu piyasayla bağlantıları dolayısıyla yüzünü Asya’ya dönmüş bir kıta görüyorum. 

www.australien.diplo.de

Dosya konuları: Görevde

© www.deutschland.de