Hoşgörüyü aşılamak
Almanya insanların hoşgörü içinde birlikte yaşamaları için neler yapıyor? Irkçılığa karşı resmi ve sivil inisiyatiflere bir bakış.
Almanya çoğulcu bir toplum ve bu özelliği farklı yaşam biçimlerinin çeşitliliğiyle destekleniyor. Birlikte yaşamın temel ilkesi “Temel Yasa” olarak adlandırılan Alman anayasasınca belirleniyor ve bu anayasa insan onurunun dokunulmazlığını dayanak alıyor. Fakat demokratik temel değerlerin dur durak bilmeden yeniden aktarılması ve ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve antisemitizme karşı savunulması gerekiyor. Çok sayıda mültecinin Alman toplumuna entegrasyonu gibi büyük bir görev de bu gerekliliği güçlendiriyor.
Almanya’da ırkçılığa karşı resmi bir devlet stratejisi var mı?
Evet, Irkçılığa Karşı Ulusal Eylem Planı bu amaca hizmet ediyor. Federal Yönetim son olarak 2017 Haziran’ında bu planı güncelledi ve eşcinsel ve trans bireylere karşı ayrımcılığı da mücadele alanlarına dahil etti. Eylem planının asli unsurları; ayrımcılığa maruz kalan insanların korunması, ırkçı şiddetin cezalandırılması ve internet ortamında ırkçılık ve nefretle mücadele. Ayrıca politik bilinçlenmeye yönelik eğitim, iş yaşamında çeşitlilik ve sivil toplum girişimlerinin desteklenmesi de planın unsurlarından.
Almanya’da radikalleşmeyle mücadele ve demokrasinin güçlendirilmesine yönelik en önemli çalışmalardan biri de Federal Yönetimin çocuklara, gençlere ve genç yetişkinlere yönelik bir programı olan Demokrasiyi Yaşamak.
Ayrıca Federal Yönetim ve yaklaşık 90 sivil toplum kuruluşu Irkçılıkla Mücadele Forumu bünyesinde ırkçılıkla nasıl mücadele edileceği konusunda düzenli olarak görüş alışverişinde bulunuyorlar.
İster etnik kökenleri, isterse dinleri, dünya görüşleri, cinsel kimlikleri, yaşları, cinsiyetleri ya da engelli oluşları dolayısıyla olsun, ayrımcılığa uğrayan her birey Federal Ayrımcılıkla Mücadele Merkezine başvurabilir.
Bir bakışta: Federal ırkçılıkla mücadele programları
Federal Yönetim ayrımcılığa karşı sivil toplum çalışmalarını nasıl destekliyor?
Demokrasi ve hoşgörü insanların karşılıklı saygı içerisinde sürdürdüğü bir ortak yaşam içerisinde gelişip serpilir; ister sokakta olsun, ister komşular, öğrenciler ya da meslektaşlar arasında. Bu nedenle Federal Yönetim sivil toplumun aktörlerini de destekliyor. “Radikalleşmeye ve Şiddete Karşı Demokrasi ve Hoşgörü Birliği” (BfDT) çatısı altında tüm ülkeden çok sayıda birlik, grup ve proje bir araya geliyor. Danışmanlık hizmetleri, deneyimlerin paylaşılması ve birlik sayesinde kamuoyunun dikkatini üzerine çekebilmeleri bu kuruluşların çalışmalarına katkı sağlıyor. BfDT Federal Siyasi Eğitim Merkezi’yle birlikte çalışıyor ve kuruluşun bu alandaki uzmanlığından faydalanıyor. “Demokrasi ve Hoşgörü Birliği”nin internet sayfası örnek projelere yer veriyor. Vatandaşlar da bu site üzerinden yakınlarındaki inisiyatifleri bulabiliyor.
Irkçılık ve ayrımcılıkla mücadeleye yönelik vakıflar da var mı?
Aşırı sağcılık, ırkçılık ve antisemitizmle mücadele için çalışan pek çok Alman vakfı var. Örneğin 1998 yılında kurulan Amadeu Antonio Vakfı, F.C. Flick Vakfı, Hatırlama, Sorumluluk ve Gelecek Vakfı ve Almanya’da Uluslararası Irkçılıkla Mücadele Haftası’nı koordine eden Irkçılıkla Mücadele Vakfı bunlardan bazıları.
Irkçılık konusu okullarda ele alınıyor mu?
Hem eyaletler düzleminde hem de yerel düzlemde ayrımcılığa karşı ve karşılıklı hoşgörüyü destekleyen eğitim çalışmaları yürütülüyor. Avrupa çapına bir ağ olan Irkçılığın Olmadığı Okullar – Cesur Okul inisiyatifi Almanya çapında günümüzde yaklaşık 2.500 okulu kapsıyor.