Geleceğin Okulu

Bayan Profesör Sliwka, Derin Öğrenme (Deeper Learning) pilot projesinin eş yöneticisisiniz. Bu tam olarak neyle ilgili?
Derin Öğrenme, temel gerçekleri ve becerileri aktarmanın ötesine geçen ve derinlemesine anlamayı, eleştirel düşünmeyi, problem çözme becerilerini ve bilginin gerçek dünya bağlamlarında uygulanmasını teşvik etmeyi amaçlayan bir eğitim yaklaşımı. Burada amaç, öğrencilerin edindikleri bilgi ve becerileri farklı durumlarda yaratıcı ve etkili bir şekilde kullanmalarını sağlamak.

Bu somut olarak nasıl işliyor?
Öncelikle öğrenciler belirli bir konuda ortak bir bilgi temeli kazanıyor. Bu, bilgilendirim veya edinim aşaması. Bunu, kendi belirledikleri görevler üzerinde çalışmaya devam ettikleri yoğun bir grup çalışması aşaması takip ediyor. Ve üçüncü aşama edinilen bilgiyle somut bir ürün geliştirmeyi kapsıyor. Derin Öğrenme’de otantik performans da söz konusudur. Ve bu da daha sonrasında notla değerlendiriliyor.

Yani Derin Öğrenme’de artık sınıf çalışmaları yok mu?
Hayır. Hedef, öğrencilere bilgiyi gerçekten somut bir şekilde kullanacakları yetenekler kazandırmak. Öğrenme daha çok yönlü, hayata daha çok dokunan ve daha önemli olmalı. Ve küresel zorluklar karşısında gelecekte gitgide daha acil ihtiyaç duyacağımız becerilerin edinilmesini desteklemeyi amaçlıyor: İşbirliği, iletişim, eleştirel düşünce ve yaratıcılık. Ayrıca öğrenme ortamı okul dışına ve dijital yaşam dünyalarına da taşınmalı. 

Bu otantik performans altında neleri tahayyül edebiliriz?
Bu çok çeşitli şeyler olabilir. Desteklediğimiz Gymnasium’lardan birinde öğrenciler iklim değişikliği konusunda bir konferans düzenlediler. Konferansta hızlı moda, vegan beslenme ve ABD’nin iklim politikası hakkında makaleler yer alıyordu. Bilgi grafikleri ve podcastler de mümkün. Bazı sınıflar yerel belediyelerde örneğin sağlık eğitimi gibi sosyal projeleri gerçekleştirme fikirleriyle geldiler.

Derin Öğrenme’nin bilgilendirici ilk aşaması klasik derslere benziyor. Bu aslında aştığımız bir şey değil mi?
Hayır. Gerçek yaratıcılık ortak bilgi temeli gerektirir. Bir öğrenme grubu, ancak tüm katılımcılar bir kavramla tam olarak neyin anlatılmak istendiğini anladığında iklim değişikliğiyle mücadele konusunda mantıklı çözümler üretir. Öz düzenlemeli öğrenme, sadece bir bilgi tabanı temelinde etkilidir. Yani Derin Öğrenme eski edinimleri yenileriyle değiştirmekle kalmıyor, ancak her ikisini de anlamlı bir şekilde kombine ediyor.

Bu öğrenme metodu halihazırda hangi Alman okullarında kullanılıyor?
Robert Bosch Derneği için Derin Öğrenme pilot projemizde Baden-Württemberg‘de bilimsel olarak desteklediğimiz sekiz ortaokul arasında bir network kurmaya odaklanıyoruz. Buna paralel olarak Telekom için Almanya’nın dört bir yanındaki 16 okuldan oluşan bir network kurduk. Kanada ve Avustralya gibi ülkelerde Derin Öğrenme halihazırda pek çok okulda başarılı bir şekilde uygulanıyor. Bu öğrenme metodunun büyük potansiyellerini Almanya için de kullanmalıyız. 

_________________________

Profesör Dr. Anne Sliwka Heidelberg Üniversitesi’nde eğitim bilimcisi ve Derin Öğrenme İnisiyatifi’nin kurucusu.