“Yüz yılın seli artık on yılın seli”
İklim araştırmacısı Friederike Otto iklim değişikliğinin aşırı hava olayları üzerindeki etkilerini araştırıyor. Röportajda araştırmalarından bahsediyor.
Friederike Otto 1982 yılında Almanya’nın kuzeyindeki Kiel şehrinde dünyaya geldi, Potsdam’da fizik öğrenimi gördü ve Berlin Özgür Üniversitesi’nde felsefe alanında doktora yaptı. Oxford Üniversitesi’nde çalıştı ve bugün Londra’daki Imperial College’da iklim bilimi profesörü. İklim araştırmacısı olarak Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin IPCC raporuna katkıda bulundu ve küresel ısınmanın belirli aşırı hava koşulları üzerindeki etkisini araştıran ve henüz yeni olan ilişkilendirme araştırmasını şekillendirdi.
Sayın Profesör Otto, günümüzde karşılaştığımız iklim değişikliğinden önce de aşırı hava koşulları vardı. İklim değişikliğiyle ne değişti?
Aşırı hava koşulları tanım olarak nadir hava koşullarıdır. Pek çok hava olayı, özellikle geçtiğimiz yüzyılda aşırı hava olayı olan, yani gerçekleşme ihtimali belki de yüzde 0,01 olan sıcak hava dalgaları artık her iki yılda bir meydana geliyor. “Yüz yılın seli” artık “on yılın seli”.
Dünyadaki bölgeler farklı türlerde aşırı hava koşullarıyla mücadele ediyor. Özellikle etkilenen bölgeleri tanımlayabilir misiniz?
Almanya’daki pek çok insan eskiden olduğu gibi hiçbir ölümcül hava olayının yaşanmadığı “huzur vadisinde” yaşadıklarına inanırken Küresel Güney korkunç kuraklıklarla boğuşuyor. Fakat aşırı hava koşullarındaki farklar, zarar görebilirlik konusundaki, yani hava olaylarından kimin nasıl muzdarip olduğundaki dramatik farklarla kıyaslandığında aslında görece küçük. Dünyanın her yerinde insanlar sıcak hava dalgalarından ölüyor, şiddetli yağmurlardan evlerini ve kuraklıktan hasatlarını kaybediyor. Almanya’da devletin acil yardımı var ama Somali’de yok.
İlişkilendirme araştırması, gelecekteki aşırı hava koşullarına karşı hazırlıklı olma konusunda bize nasıl yardımcı olabilir?
İlişkilendirme araştırması bir yandan hava olaylarının halihazırda iklim değişikliğiyle nasıl değiştiğini, örneğin bir ay önce Orta Avrupa’daki sellerin artık yüzyılın olayı olarak tanımlanmadığı, onun yerine iki kat daha fazla beklenmesi gerektiğini gösteriyor. Aynı zamanda kimin hayatını ve kimin geçim kaynağını kaybettiğini ve neden kaybettiğini gösteriyor. Her iki bilgi türü de direnci artırmak için önemli fakat aynı zamanda iklim politikasındaki başarısızlığın bedelinin şimdiden ne kadar akıl almaz boyutlarda olduğunu ve bu bedeli kimin ödediğini de gösteriyor.
İklim değişikliğini ele alma biçimi açısından özellikle ilerici olarak tanımlayabileceğiniz bir ülke veya bir bölge var mı?
Hayır. Ancak bazı açıları iyi ele alan örnekler de var, örneğin Pakistan çok iyi iklim adaleti yasalarına sahip. Ayrıca Paris dünyada tek olarak özel araçların olmadığı bir dünyanın yaşamak için inanılmaz derecede daha iyi bir yer olduğundan ve bunun iklim değişikliğinden tamamen bağımsız olduğundan bahsediyor.